Yoksulluk

KYK borçları, KYK borçlarımız, KYK borçluları…

Eylül DUMAN

KYK kredisi almak nasıl zorunluluk oldu, kredi ile geçinmek mümkün mü, peki geri ödeme zamanı gelince ne oluyor?

Kredi ve Yurtlar Kurumu (KYK) burs ve kredisi öğrenciler için eğitimlerini sürdürmekte bir fırsat olarak önümüze konmuş, büyüklerimizden de bunları duymuş olsak da her geçen sene KYK anlamını ve itibarını yitirmiş durumda. Gençlerin algılayışında KYK kelimesi olumlu bir kelime, olumlu bir kurum olmaktan çok bir zorunluluk, bir hayal kırıklığı olarak karşımıza çıkıyor. 

Önceki nesillerle aramızdaki bu algılayış farkı bir gecede olmadı tabii ki. KYK burs ve kredilerinin her geçen yıl asgari ücret karşısındaki erimesi, alım gücünün azalması, bir öğrencinin hayatta kalma koşullarını sağlamada gitgide yetersiz kalışı bu düşüncelerin ve algılayışın oluşmasına zemin hazırladı. 

KYK kredisi almak zorunluluktu

KYK borçlularının ezici çoğunluğu, kendilerine uzaktan bakıp ahkam kesenlerin zannettiğinin aksine KYK kredisini altın, dolar alıp yatırım yapmak veya barda, kulüpte alem yapmak için almıyorlar.  Ailelerinden maddi destek göremeyen, görse de eğitimi için ailesi borçlanan veya zaten halihazırda borçlu ailesi olan gençler bir gün mezun olup buldukları işle borcu geri ödeyecekleri umuduyla eğitimlerine devam edebilmek için KYK kredilerini alıyor. Ben de bu gençlerden birisiyim. 

Benim ailem benim okul ihtiyaçlarımı, okul masraflarımı kendi cebinden karşılayabilecek bir güce sahip değildi. Ben üç çocuklu bir ailenin ikinci çocuğuyum ve kardeşlerimin de aynı şekilde eğitim masrafları vardı aynı dönem. O yüzden ben ailem başta istemese, devlete borçlanmama sıcak bakmasa dahi KYK kredisi aldım. Ailem de daha sonra bunun bir zorunluluk olduğunu fark ettiler. Ben ailemle aynı şehirde üniversite okudum, aile evinde kaldım. Ona rağmen benim okula gidiş-gelişime, okul için gerekli masraflarıma, yemekhane masrafıma yetmeyecek bir parayla aslında geçinmeye çalıştım, yettirmeye çalıştım. Yetti mi derseniz? Yetirmek bir marifetti ben bu marifeti gündelik işlerde çalışarak başardım. Şuan dönüp bakmaya korktuğum paralara borçlu, o borçla yüklüyüm. 

Neden aldılar, nasıl yettirdiler?

Çoğu genç KYK kredisine başvurmasını bile bir mecburiyet olarak değerlendirirken, KYK kredisi alırken neler yaşadılar? 

Trakya Üniversitesi mezunu Merve  neden KYK aldığını ve öğrencilik dönemini KYK ile nasıl idame ettirdiğini şöyle anlattı:

‘’Ben İstanbul’dan Edirne’ye gittim. İlk işim KYK bursuna ve KYK yurduna başvurmak oldu. Çünkü ne herhangi bir evin maddi koşulunu ne de benim eğitim ihtiyaçlarımı karşılayabilecek bir ekonomik durumumuz yoktu ailecek. Altı kardeşiz, ben altıncıyım. Annem ev hanımı, babam inşaatta demir ustası olarak çalışıyordu ben üniversiteye başladığım zaman. Burs çıkmayınca KYK kredisi almak durumunda kaldım.  

“KYK kredisi de kendi  başına yeterli bir miktar değildi. Dört sene boyunca çeşitli işlerde çalıştım. Depo sayımları, mağaza sayımları, garsonluk, bulaşıkçılık gibi aklınıza gelebilecek bir çok işte çalıştım hayatta kalabilmek için. Edirne gibi bir yerde hem benim çalışıyor olmam hem KYK kredisi hem ailemin yolladığın 200-300 liralar benim okumama yetti. Bir tanesi eksik olsaydı çok yüksek ihtimal ben bavulumu toplayıp geri dönmek, okulumu bırakmak zorunda kalacaktım. KYK kredisini işte bu yüzden aldım. ‘’

Merve gibi ailesinden farklı bir şehirde üniversite okuyan birçok KYK borçlusu genç, mezun olup da iş bulamadığı zaman memleketine, ailesinin yanına dönüyor. Merve de bunlardan biri. Alanında iş bulup üniversite okumaya gittiği şehirde kendine bir hayat kurmak isterken kendini İstanbul’a zorunlu dönüş yolunda bulmuş. 

Hayatını kurmak için başka bir şehre giden, hayalleri olan gençler için bu geri dönüş, üstelik sırtında büyük bir borçla olan bu geri dönüş birçok açıdan yıkım yaratıyor. Aileye mahcubiyet, geleceksizlik hissi, umutsuzluk sırtımızdaki yükle birlikte geliyor bizimle. Birçoğumuz için, özellikle 25 yaş civarı erkekler için aileden gelen yetersizlik, başarısızlık ve işe yaramazlık söylemleri, hissiyatı psikolojik şiddet noktasına varıyor. Erkekler için yüksek etkinin ailenin kendisini “fazlalık ve yetersiz” olarak anlamlandırdığını düşünmesi olurken genç kadınlar için aile evine, memleketine geri dönüş bütün bireysel özgürlüklerini rafa kaldırmak, kendine bağımsız bir hayat kurma imkanlarını ve umudunu kaybetmek olarak karşımıza çıkıyor. Okuyup kendini, ailesini kurtarması beklenen genç kadın sırtında büyük bir borçla aile evine dönünce argo tabirle “dizini kırıp oturması” bekleniyor ve “macerası” bitiyor. Genç kadınlar ve LGBTİ+lar için durumun yıkıcılığı kurmaya çalıştığı hayatının bitmesi, ekonomik özgürlüğünün kaybolması ve ailenin sınırlarına mahkumluk olarak somutlanıyor. 

KYK kredisi zevküsefa için kullanılacak bir para değildi, aksine hayatta kalmaya zor yetiyordu. Fakat bizlerden geri istenen borç şuan elimizde olsa yaralarımıza merhem olabilecek miktarlar. Buradaki çıkmaz şu, bazen diyorum ki keşke bize bizden istenen kadar bir para vermiş olsalardı da, en azından üniversite döneminde rahat, güzel, gönlümüzce yaşadık derdik. Şimdi elimizde olan tek işlevi duvara asılabilecek olan bir kağıt parçası, bir de aldığımızın kat kat üstünde bir borç.

Kim bu KYK borçluları?

Türkiye’de KYK borçlularının sayısı sır gibi saklanıyor. Bizim bilebildiğimiz bundan 2-3 sene önce Gençlik ve Spor Bakanı bakanının bir açıklamasında söylediği 5.5 milyon borçlu olduğu. Ki bu sayının da üstünde borçlu olduğunu her geçen yıl yüzlerce, binlerce gencin KYK kredisi almasından aynı zamanda KYK kredisi alan yüzlerce, binlerce gencin de mezun olmasından biliyoruz. Bahsi geçen 5.5 milyon KYK borçlusuna da yine 2-3 sene önceki verilerden bildiğimiz kadarıyla 400.000 gence icra gelmiş durumda, sayısını bilemediğimiz yüz binlerce genç ise maaş haczi ile karşı karşıya, yüz binlercesi de E-hacizde.

Kimimiz KYK borcunu ödemek için özel bir bankadan kredi çekiyor. Kimimiz eşinden, dostundan borç alıp KYK borcunu ödüyor sonra başka bir yerden aldığı borçla o borcu kapatmaya çalışıyor. Biz böyle bir borçlar çarkının içerisinde yuvarlanmaya ve hayatta kalmaya çalışıyoruz. 

KYK Borçluları Hareketi’nden Ufuk, icra ile karşı karşıya kalan borçlulardan yalnızca biri. İçinde bulunduğu durumu şöyle anlatıyor:

‘’Okurken almış olduğum KYK kredisini ödeyemiyorum. Bunun en büyük sebebi okuduğum bölüm ile ilgili iş aradığım süre boyunca zaten birçok genç gibi ben de icralık duruma düştüm. İşin sonunda artık aileme destek olmak için fabrikada işe girmek zorunda kaldım. Zaten icralık olduğum için maaşımın dörtte biri de icraya gidiyor. Okuduğum süre boyunca bana elinden gelen desteği gösteren aileme destek olmak isterken ne kendime ne de aileme kazanmış olduğum parayla destek olamıyorum. Milyonlarca KYK borçlusu gibi ben de mağdurum. ‘’

“Müjde?”

‘’Müjde! Artık Sadece Anapara Ödenecek’’- Recep Tayyip Erdoğan (2022)

KYK borçlarının üzerine binen faizler çok konuşuldu. KYK borçlularının mücadeleleriyle çeşitli kazanımlar da elde edildi. Bu kazanımlardan ilki yapılandırma olarak karşımıza çıktı ki buna bir kazanım desek de çözüm olduğunu söylemek yanlış olur.  Yine 2022 yılının Temmuz ayında KYK borçlarına enflasyona göre gelen faiz dudakları uçuklatacak şekildeydi. Gelen tepkiler üzerine hükümet “Faizleri kaldırdık, sadece ana para ödenecek” şeklinde bir çıkış yapmıştı. Bu çıkış bir karşılık bulsa da zaman geçtikçe, bahsedilen “faiz silimi” borç sayfalarına yansımadıkça gerçek durum ortaya çıkmış oldu.  Fakat yine konuşulan çözüm diye gösterilenin bir ilüzyon olduğu, sahici bir çözüm olmadığı tartışmaları değildi. Medyada Erdoğan’ın mı Kılıçdaroğlu’nun mu borçları sildirdiği konuşuluyordu çünkü KYK borçluları sadece seçim zamanı akıllara geliyor, lütfeden milyonlarca insanı ilgilendiren bu konuda 1 vaatte bulunup gönlü rahat şekilde geriye çekilebiliyordu. 

KYK borçlularından bahsederken vergi borcu silinen dev holdinglerden bahsetmemek olmaz. İroniktir ki, holdinglerin borçlarını “af” edenler, geçinemeyen gençleri kendi kaderine terk ediyorlar. 2021 yılında Demirören’in silinen 750 milyon dolar borcuyla kaç genç sırtındaki yükten kurtulabilir, hayallerine, hedeflerine yönelip kendine bir hayat kurabilirdi? Veya daha doğrusu sadece kaç gencin borcu silinmemiş olurdu? “Affedilmesi”, “yardım edilmesi”, “Elinden tutulması” gereken biri, birileri varsa bu KYK borçlularıdır. Enflasyon karşısında eriyen, tarihin en düşük alım gücüne sahip ve çok az kişiye verilen burslar artırılmalı, milyonlarca gencin hayatına ipotek koyan borçlar silinmelidir. 

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Back to top button