Barınma HakkıLGBTİ+/TRTürkçe

Lubunyaya Ev Yok!

Zeynep Saravin

“Hanım hanımcık” olmayan kızlara ev yok. Kız gibi görünüp kız olmayanlara, ne kız ne oğlan olanlara, hem kıza hem oğlana benzeyenlere, kibar oğlanlara ve erkek gibi kızlara hele hiç ev yok. Peki bu lubunyalar nerede yaşayacak?


“Önümüzdeki ay nerede yaşayacağım?” sorusu benim için son bir aydır en büyük stres kaynağı oldu. Okuduğum okul olan Boğaziçi Üniversitesi’ne yakın bir evde yaşıyordum. Geçtiğimiz yıl içinde bana ve neredeyse bütün arkadaşlarıma ev sahipleri evlerden çıkmamız gerektiğini söylediler. “Kendim oturacağım”, “Evi tadilata sokacağım” gibi farklı bahaneler sunsalar da hepsinin motivasyonunun aynı olduğunun farkındaydık. Hepsi yeni dönemle birlikte evlerini çok daha yüksekten kiraya verebileceklerinin farkındaydı.

Benim de benzer bir deneyimim oldu. Aslında bu şekilde çıkartamayacağının farkındaydım ama o evde oturduğum iki yıl boyunca ev sahibinden ve akrabalarından türlü türlü tacizlere maruz kaldığım için yasal haklarımı kullanmaktan vazgeçtim. Yeni bir ev arayışına giriştim. Önceliğim yine aynı mahalledeki odalara ve evlere bakmak oldu. Burası, Rumeli Hisarı Mahallesi, öğrencilerin çoğunlukta olduğu ve LGBTİ+’ların görece rahat yaşayabildikleri bir mahalle. Ancak ben tam bakmaya başlamışken okulda bir yurt krizi patlak verdi. Okul yaklaşık iki bin öğrenciyi yurtsuz bıraktı. Tabii bu açıklanır açıklanmaz halihazırda yüksek olan kira fiyatları bir anda çok daha yukarı fırladı. Gördüğüm ev ilanları 30-35 bin civarındaydı. Odalar ise 7-8 bin istiyordu. Bu sebeple başka bir semtte ev aramaya karar verdim.

Peki hangi semtlere bakacaktım? Hem pahalı olmayan, hem de kadın ve LGBTİ+ olarak güvenle yaşayabileceğim bir yer olması gerekiyordu. Çok fazla seçeneğimin olmadığının farkındaydım. LGBTİ+ komünitesinin toplandığı belli başlı semtler var: Şişli, Beşiktaş, Kadıköy gibi. Fakat buralarda da kiralar çok pahalıydı. Ya çok para verdiğim bir evde rahat bir şekilde yaşayacaktım ya da ucuz bir evde kalıp yolda yürürken taciz edilme ya da nefret saldırısına uğrama riskini alacaktım.

Bana kalırsa yaşadığımız zorluk tam burada diğer öğrencilerden ayrılıyor. Biz ucuz ve kısmen güvenlikli yerlerde yaşayamıyoruz. Başka LGBTİ+’ların da oturduğu, yemek yediği, alışveriş yaptığı, eğlendiği semtlerde oturmak zorundayız çünkü sırf öğrencilerin oturduğu bir semt bile olsa bu bizim için güvenlik sağlayamayabiliyor. Diğer öğrenciler tarafından dik dik bakışlara, laflara maruz kalabiliyoruz. Bu semtlerde ev bulmak da garanti olmuyor. 

Diyelim ki çok beğendiğimiz bir semtte güzel, yaşanılabilir bir ev bulduk. Fiyatı da bütçemize uygun. Maalesef zorlu süreç burada bitmiyor. Bundan sonra ev sahibiyle tanışmamız ve onun bizi beğenmesi gerekiyor. Ev sahiplerinin oldukça saçma beklentileri ve kendi normlarına uygun kriterleri var. Mesela birçoğu bir kadın ve bir erkeğin beraber eve çıkmasını istemiyor. Bu ikilinin bir çift ya da sadece arkadaş olması fark etmiyor. Eğer iki kadın beraber eve çıkacaksa “düzgün kızlar” olmaları bekleniyor.

Birkaç gün önce arkadaşımla beraber bir evi çok beğendik ve hemen tutmak istedik. Emlakçı, ev sahibinin önce bizi görmek istediğini söyledi. Ertesi gün tanışmaya gittiğimizde ev sahibi bize uzun uzun baktı, okulumuzla ve işlerimizle ilgili sorular sordu. Onun için de neredeyse bütün ev sahipleri gibi özel hayat geçemeyeceği bir sınır değil, gayet müdahale edebileceği bir alandı. “Burası aile apartmanı, eve erkek gelmesin.” çok rahat talep edebileceği bir şeydi mesela. Evsiz kalmak üzereyken bu talepleri karşı çıkabileceğimiz talepler olmuyor. Uzlaşmacı bir şekilde konuştuk ve kendimizi beğendirebildik. Bizi kabul etmesinin sebebi “hanım hanımcık kızlar” olmamızdı. Çünkü “hanım hanımcık” olmayan kızlara ev yok. Kız gibi görünüp kız olmayanlara, ne kız ne oğlan olanlara, hem kıza hem oğlana benzeyenlere, kibar oğlanlara ve erkek gibi kızlara hele hiç ev yok.

Peki bu lubunyalar nerede yaşayacak? Neredeyse her hafta X’te (eski Twitter) ev bulamayan ya da evden atılan transları görüyoruz. Bu insanların bunu yaşamalarının sebebi evi kötü kullanmaları, gürültü yapmaları ya da öğrenci olmaları değil. Tek sebebi trans olmaları. Trans öğrencilere okulları da çok seçenek tanımıyor. Atanmış cinsiyetine ait olan yurtta kalmalarını bekliyorlar. Bu da getirdiği psikolojik rahatsızlık haricinde sürekli biri bir şey derse diye tedirgin olma hissi yaratıyor. Ama tabii ki seçeneksizlikten bu yolu tercih eden çok fazla trans öğrenci bulunuyor. 

İstanbul’da yaşayan hemen hemen herkes konut krizinden mustarip. Öğrenciler için de bunun çok sıkıntı bir durum olduğu sürekli yurt ve üniversite yakınlarındaki ev fiyatlarıyla gündeme geliyor. Bu konuda LGBTİ+’lara ne olduğu başka herhangi bir konuda da olduğu gibi konuşulmuyor. Konut krizini belki de en sarsıcı şekilde yaşayan bu grup yine görmezden geliniyor.


Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Back to top button