Yoksulluk

MESEM’i Öğrenciler Anlatıyor: Hocalarımız Bizi Öğrenci Değil İşçi Gibi Görüyor

İbrahim Keskin

MESEM’i meslek liselerinden öğrenciler anlattı.

Mesleki Eğitim Merkezi (MESEM), bu ülkenin gençlerini her türlü üretim sahasında asgari şartlarda güvencesiz çalıştırmanın popüler adı. Yine bu hükümet döneminde çıkarılan yasaya göre zorunlu eğitim gereği okullarda olması gereken çocuklar, sigortadan, sendika hakkından, işten ayrılma özgürlüğünden mahkûm halde köle gibi çalıştırılıyor. Ucuz işgücü kaynağının tüm sermaye grupları farkında. Koç Holding’den küçük Organize Sanayi Bölgesi (OSB) şirketlerine kadar sermaye güçleri bu pastadan pay kapmanın peşinde. 

Tüm OSB’lerde bir meslek lisesi kuruluyor. Liseliler okuldan çıkıp fabrikalara, yurtlara taşınıyor. Sosyalleşmenin hiçbir imkanını bilmiyorlar. Boş zamanlarının olmamasına değinmiyorum. Bizden çalınan tek şey boş zamanımız da değil.

2024 yılı başlar başlamaz İSİG (İşçi Sağlığı ve iş Güvenliği) Meclisi’nin kaynaklarına göre 7 çocuk işçi cinayeti işlendi. 9 Ocak’ta İstanbul’da 14 yaşındaki Arda Tombul çalıştırıldığı fabrikada kafasını saç büküm makinesine sıkıştırarak yoğun bakıma alındı. Yedi günün sonunda hayatını kaybetti. Anadolu’nun her köşesinde MESEM projesiyle sakatlanan, öldürülen gençlerin hayatı söz konusu. Öldürülen öğrencilerin sıra arkadaşları ölümlerde kazalarda bariz iş güvenliği eksikleri olmasına rağmen çocuk işçilerin suçlandığını söylüyor. İş yeri sahipleri çocuk işçilerin hayatına 100 bin TL değer biçip öldürmeye devam etmek istiyorlar. 

Meslek liseliler çalışma koşullarını anlatıyor

Meslek liselileri çalışma koşullarını Unises’e şöyle anlattı:

iletişim kurduğumuz Y. adlı öğrenci içinde bulunduğu duygu durumunu böyle ifade etti.“Kazandığımız para oldukça düşük, Bir şey elde edeceğimi düşünmüyorum. Babamdan tek farkım onun iki gün fazla işe gitmesi. İkimizin de elleri tırnak araları kötü durumda. Eğer fırsatım olursa okurum. Sınava gireceğim lakin ciddi bir çabam yok.

“Staj yaptığım iş yerinde bir arkadaşımın parmağı küçük büküm makinesine sıkıştı, makina manuel çalışıyordu ve hareket, pedala basarak gerçekleşiyordu. İşte o makine de bir arkadaşımın parmağı sıkıştı ve sıkışan elinde iki parmak kemiği kırıldı fakat bu kayıtlara geçmedi. Hastaneye gittiler rapor aldılar ve tüm çalışanlar hiçbir şey olmamış gibi çalışmak zorunda kaldık. Zaten dükkandaki yönetici kademesinde bulunan ustabaşıları ve müdürler de parmağı sıkışan arkadaşımın suçlu olduğunu söylediler.” 

“Öğrenci arkadaşların ölümleri beni sarsıyor. Aileleri ve dostları için üzülüyorum. Arkadaşlarımlayken tırnaklarımın arasında kalan demir tozlarıyla, kaynakta olan yanık izlerini gördükçe çok utanıyorum. Geleceğe dair bir ümidim yok sadece yaşıyorum, belki güzel olur diyerek. 

“Okumayı seviyorum Psikoloji üzerine okumalar yapıyorum temel düzeyde. Hatta en son okuduğum kitap; Kevin Dutton’un yazdığı ‘Olağan Psikopatlar’. Felsefeye de ilgim var, zaman ve dil felsefesi okuyorum. Yaşam felsefesine yönelik okumalar da yaptım Stoizm üzerine düşünüyorum lakin bu konuda da emin değilim Seneca ve benzeri farklı görüşlerden olsa dahi düşünürlerin söyledikleri ile yaşamları birbiri ile çelişiyor ve hatta buna Seneca’nın intiharıyla, Nietzsche’nin ‘amorfati’ önermesine karşın delirmesini örnek verebilirim. Sonuç olarak düşünüyorum ancak bir pratik yok hayatımda.

“Eğitimim hakkında; yine meslek lisesi üzerinde bir yorum yapacaksam, diğer derslerimden kalsam da meslek derslerinde başarılı olduktan sonra ortalamama pek etki etmiyor. Bu sene edebiyat dersi sınavında birçok arkadaşla birlikte sınavdan geçemedik. Çünkü meslek lisesinde hocalarımız bizi öğrenci değil işçiymişiz gibi görüyor ve dersler yeterince verimli olmuyor. Kısaca meslek lisesindeki eğitimin sadece işçi yetiştirmek amaçlı olduğunu, diğer derslerinde sadece boşluk doldurduğunu düşünüyorum. Ortak sınavlarsa okuldan uzak öğrencileri okuldan direkt alıp bir fabrikaya yerleştirmek için bahane. Çünkü bize verilen eğitim diğerlerine verilen eğitim aynı seviyede değil ancak girdiğimiz sınavlar aynı.”

Genç yaşta işçileşen öğrenciler üzerinden meslek liselerinin kazanacağı miktar 2023’te 3,5 milyar TL idi

Genç yaşta işçileşen öğrenciler üzerinden, meslek liselerinin kazanacağı miktar 2023’te 3,5 milyar TL idi. Bu hedef hem öğrencilerin yaşadıkları hayatları, bulundukları psikolojileri, geleceğe dair umutlarını ve kazandıkları paranın miktarını umursamıyor. MESEM’ler bir okul türü olarak tarif edildiğinden buradaki öğrencilerin kâğıt üzerinde örgün eğitimin içerisinde değerlendirileceği bir sistem inşa edildi. Tam da bu noktada Millî Eğitim Bakanlığı nazarında uluslararası sözleşmeler, anayasal ve yasal yükümlülüklerin etrafından dolanılmasının bir aracı haline getirildi.

Birçok iş kolunda çocukların çalıştırıldığını ve son aylarda üst üste MESEM’lerde yaşanan çocuk ölümlerini üzerine toplumun birçok kesiminden tepkiler yükselmeye devam ediyor. arda tombul cinayeti üzerine çocuk ölümlerine sebep olan MESEM hakkında örgütler kurumlar dernekler konu hakkında basınaıklaması ve eylem gerçekleştirdi bunlardanbiri de DEM Partiydi.

DEM parti yaptığı açıklamada şu sözlere yer verdi

“Murat Can’ın ölümüyle birlikte son bir yılda Mesleki Eğitim Merkezleri (MESEM) kapsamında çalıştırılırken hayatını kaybeden çocuk sayısı yediye yükseldi. Zekai Dikici, Erol Can Yavuz, Ulaş Dumlu, Ömer Girgin, Ömer Çakar, Yiğit Zamanis ve Arda Tonbul bu dönem içinde Mesleki Eğitim adı altında çalıştırılırken hayatlarından koparılan çocuklar… İşçileştirilerek ağır koşullarda çalıştırılıp hayatları çalınan tüm çocukları buradan bir kez daha anıyoruz.”

“AKP iktidara geldiği günden bugüne eğitimi metalaştırıyor ve sanayi-eğitim işbirliği politikalarını hayata geçirmekte adeta yarışıyor. 2006 yılında MEB-Koç Holding işbirliği ve “Meslek lisesi memleket meselesidir” hamaseti ile öğrencilerin sanayi için ara eleman olarak yetiştirilme projesinden MESEM uygulamasına kadar bu alanda yapılan her düzenleme çocukların değil sermayenin yararına olmuştur.”

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Back to top button