GİZEM ÖZDEMİR
İstanbul’daki üç üniversitenin öğrencileri ile yemekhanedeki yemeklerin niteliklerini ve ücretleri konuştuk.
Üniversitelerde senelerdir dönem başlamadan zam haberleri geliyor. Dönem başında da gündem; yemekhane sıraları, niteliksiz yemekler ve fahiş ücretler oluyor.
Marmara Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi öğrencileri ile yemekhane zamları ve nitelikleri üzerine konuştuk.
“Doyabilmek için iki ekmek almak”
Yurt odasından dışarıya çıkmamaya özen göstererek, “masrafları” olabildiğince azaltarak ailesinin gönderdiği harçlıkla geçinen Marmara Üniversitesi öğrencisi Eda Koçak, bu koşullarda yemek yiyebilmek için porsiyonlardan memnun olmasa bile üniversitesinin yemekhanesine gitmek zorunda.
“Yemeklerin azlığından ve Göztepe kampüsüne öğrencilerin sıkış tepiş yığılmaya mecbur bırakılmalarından dolayı porsiyonlar yetersiz kalıyor. İşçilerden daha fazlası için ricada bulunduğumuzda da gıdım gıdım verebiliyorlar ancak. Çoğu zaman pirinç, makarna, bulgur içerikli karbonhidrat değeri yüksek yemekler bile yetmiyor; günün yarısında bitiyor. Çorbalar sulandırılarak servis ediliyor. Nadiren de olsa çıkan etli menüleri de tüketmeye çekiniyorum. Özellikle KYK yurtlarındaki zehirlenme vakaları beni endişelendiriyor.”
“Yemekhane, bizi ‘heyecanlandıran’ menülerin olmadığı günler de yine oldukça kalabalık ve hatta neredeyse yemekhane işçilerinin yetişemeyeceği kadar yoğun öğrenci trafiğiyle geçiyor. Ben dahil bir çok öğrenci doyabilmek için ikişer ekmek almak durumunda kalıyor. Bu durumda da görevliler tarafından uyarılıyoruz. ‘Birden fazla ekmek ve su almak yasak!’”
“Üniversite yemekhanesinde iki öğün bin, burs iki bin lira”
Bütün bursunu yemek yemeye ayırmak durumunda kaldığını söyleyen Eda’nın yemekhane/burs ücret karşılaştırması, öğrenci hayatına dair çarpıcı bir veri ortaya koyuyor.
“Ben üniversiteye ilk geldiğim günlerde bir öğün yemek 3 TL idi. Şu an 15 TL. Bu kadar kısa bir sürede bu zam oranı kabul edilemez. Öğrencinin cebine giren harçlık, öğrencilere reva görülen burslar ortadayken; kimse bu fiyatın piyasanın katbekat altında olduğunu iddia ederek sesimizi kısmaya, bizi suskunluğa terk etmeye zorlayamaz. Her gün devlet üniversitesi yemekhanesinde iki öğün tüketen bir öğrenci 700-1000 TL aralığında harcama yapıyor. KYK bursu ise sadece 2000 TL.”
“Yemekhaneden tamamen mecburiyetten yiyoruz”
İstanbul Üniversitesi öğrencisi Merve Bektaş, Eda gibi dışarıda üç öğün yemeği maddi olarak karşılayamıyor ve hemen hemen her gün yemekhanede yemek yiyor.
“İstanbul Üniversitesi özelinde konuşursam yemekler her zaman soğuk. Sıcak yemek görünce şaşırıyoruz. Çorbaların hepsinin tadı aynı. Makarna, pilav yağdan tek parça yapışmış halde önümüze geliyor. Benim en çok rahatsız olduğum konu çiğ ve içi kıkırdak dolu köfte. Yemekhaneden yemek tamamen mecburiyetten yiyoruz. Yemeğin nitelikli, sağlıklı ve görece güzel olduğu senaryoda bile doymamız mümkün değil çünkü bir kepçe konuyor her yemekten.”
“Biz bütün gün okuldayız ve okuldan yememiz gerekiyor dışardaki ekonomik durumlardan dolayı kimse doymuyor. Yemekhane bu dönem yüzde 150 zamlandı. Daha okul başlamadan gelen zamlarla neye uğradığımızı şaşırdık. En azından ben kendi adıma konuşayım Türkiye’nin en çok ödenek alan, en köklü üniversitesi gerçekten öğrencilerine daha ucuz yemek sunamıyor mu diye düşündüm.”
“Devlet üniversitesi öğrencilerini müşteri olarak görmemeli”
Merve, bir devlet üniversitesi için yapılan bu fahiş zammın utanç verici olması gerektiğini düşünüyor.
“Zamlara karşı öğrenciler tepkili fakat biz bu tepkileri gösterdiğimizde sesimizi çıkardığımızda gerek okul yönetimi gerek güvenlikler direkt susturmaya çalışıyor.Fiyat dışarıdaki yemeklere göre evet uygun, kimse bunu inkar etmez zaten. Bizim söylediğimiz şu, dışarıdaki mekanların bir kâr amacı var. O yemekleri satarken zaten amaçları para kazanmak. Ama bir devlet üniversitesi öğrencilerini müşteri olarak görmemeli. Bütün öğrenciler karınlarını kendi okullarında nitelikli ve hijyenik doyurabilmeli.”
“Menü, tavuk emojisiyle geliyor”
Yurtta kalan Yıldız Teknik Üniversitesi öğrencisi Bengisu Keskiner, KYK kredisi ve ailesinin verdiği harçlıkla geçiniyor. 1300 TL olan yurdunun ücretini cebinden karşılıyor. Maddi sebeplerle sabah ve akşam yurtta, öğlen okulda yemek yiyerek yaşıyor.
Bengisu da tıpkı Merve ve Eda gibi yemekhanenin, dışarıdaki yemek ücretlerine nazaran daha hesaplı olduğu için tercih edildiğini düşünüyor, sıralardan ve yemeklerin niteliğinden şikayetçi.
“Okulda her gün tavuk yiyoruz. YTÜ öğrencilerinin oluşturduğu günün menüsünü görebildiğimiz uygulamanın bildirimleri tavuk emojisiyle geliyor. Aramızda artık dalga konusu bu durum. Bi şekilde haftada beş gün yemekhanede isen dördünde tavuk yiyorsun.”
“Davutpaşa kampüsündeyim ben. Bizim kampüste iki tane yemekhane var, orta bahçede ana yemekhane ve konferans yemekhanesi. Her gün ikisinde de çok uzun sıralar oluyor. Bu sıraları beklemeyen, yemek yiyemeyen de var ucuz olduğu için neredeyse bir saat sıra bekleyen de. Aslında yemekhanelerin kapasitesi öğrencileri karşılar ama ucuza işçi çalıştırılıyor ve yeterli işçi yok. Bütçe açığı olmasına rağmen işçi alınmıyor, çalışanlara yeterli ücret verilmiyor, dağıtımda bu sebeplerle çok yavaşlıyor. Öğrenciler de saatlerce sıra bekliyor.”
“1 gecede İstanbul Üniversitesi olduk”
Okulunun yemekhanesine yakın zamanda zam gelen Bengisu duruma tepkili.
“Önceden 9,25 TL olan ücret, porsiyonlar doyurucu olmasa dahi yemekhaneyi fiyat performans bakımından tercih edilebilir kılıyordu. Okul içindeki kafelerde yemek ücretleri 120 TL altına düşmediği için de yemekhane her zaman ilk seçenek. Fakat şimdi dönem biterken zam geldi, ücret 14 TL’ye çıktı. Bir gecede İstanbul Üniversitesi olduk.”
Üniversite öğrencileri, okullarının yemekhanelerini tercih ediyor; hatta mümkün olduğu kadar karınlarını okulda doyuruyor. Ancak, bu tercihin sebebi öğrencilerin ekonomik sıkıntıları ve dışarıda bir restoran veya kafede yemek yemeyi karşılayamıyor olmaları.
Yarıyıl tatilinde, öğrenciler yemekhanelere yapılan zamların haberlerini almaya başladı. Türkiye’nin en çok ödenek alan okullarının öğrencileriyle konuştuk. Yüksek bütçelere rağmen, öğrenciler; yetersiz yemekhane, az sayıda çalıştırılan işçi ve niteliksiz yemeklere mahkum, zamlardan da şikayetçi. Öğrenciler, nereye harcandığı belli olmayan bütçelerin yemeklerini karşılayabileceğinin farkında ve en çok da bu sebeple tepkili. Öğrenciler, bütçenin kendileri için harcanmadığını görüyorlar, biliyorlar. Zamlara karşı direndiklerinde okul yönetimi tarafından bastırılıyorlar; hatta ÖGB ve kolluk kuvvetleri ile şiddet uygulanıyor.
Öğrenciler, nitelikli, sağlıklı, ucuz yemek; yeterli yemekhane, çalışan işçilere hak ettikleri ücretlerin verilmesi ve gerekiyorsa işçi istihdam edilmesini, temel ihtiyaçlarının karşılanmasını talep ediyorlar. Ezcümle hakları olanı istiyorlar.