*Seçil Mine Özden
“Kızlarla bir grup oluşturduk. Bazen gece geç saatte kampüste yürümek zorunda kalan bir arkadaşımız gruba çevrede kimsenin olup olmadığını soruyor ve birlikte yürüyüp birbirimizin güvenliğini sağlıyoruz.”
Kadınların toplumsal cinsiyet eşitliği için verdiği mücadele, Türkiye’nin her yerinde olduğu gibi üniversite kampüslerinde de sürüyor. Kayseri’deki Erciyes Üniversitesi’nde eğitim gören kadın öğrenciler, yalnızca derslerine odaklanmakla kalmıyor, aynı zamanda toplumsal baskılara ve kampüs yaşamındaki zorluklara karşı dayanışma içinde bir mücadele veriyor.
Erciyes Üniversitesi’nde okuyan Zeynep Y., bu zorlukları ve mücadelelerini anlattı.
“Geceleri güvensizlik hissediyoruz”
Zeynep Y., kampüsün fiziksel altyapısından kaynaklanan sorunların kadınlar üzerinde ciddi bir baskı oluşturduğunu ifade etti.
“Gece ders çalışmak için kütüphaneden dönerken kendimi güvende hissetmiyorum. Aydınlatmalar yetersiz, güvenlik görevlilerini ise pek göremiyoruz. Arkadaşlarım arasında dolmuş saatlerini kaçırdığı için karanlıkta yürümek zorunda kalan ve tacizle karşılaşanlar oldu.”
Kampüs dışında ise toplumsal baskının daha ağır hissedildiğini belirten Zeynep, “Kayseri muhafazakâr bir şehir. Giyimimize, arkadaş çevremize ve ne saatlerde dışarıda olduğumuza kadar her şeyin yargılandığını hissediyoruz. Bu, kadın öğrenciler olarak üzerimizde ciddi bir psikolojik yük oluşturuyor” diye ekledi.
“Kadın dayanışması en büyük gücümüz”
Bu zorluklara rağmen kadın öğrenciler, dayanışma sayesinde hem kendilerini güvende hissetmeye çalışıyor hem de farkındalık yaratıyor. Zeynep, kurdukları WhatsApp grubu ile birbirlerine destek olduklarını şöyle anlattı:
“‘Kızlarla bir grup oluşturduk. Bazen gece geç saatte kampüste yürümek zorunda kalan bir arkadaşımız gruba çevrede kimsenin olup olmadığını soruyor ve birlikte yürüyüp birbirimizin güvenliğini sağlıyoruz. Bu bizim kendimiz için geliştirdiğimiz bir yöntem.’’
Bu dayanışmanın kadınların yalnız olmadıklarını hissetmelerini sağladığını belirten Zeynep, “Kadınlar olarak kampüste bir arada olduğumuzu görmek bize cesaret veriyor. Buradaki mücadelemiz, gelecekte daha eşitlikçi bir üniversite ortamı yaratmanın temelini atacak” dedi.
“Güvenlik önlemleri yetersiz”
Üniversitesinde aslında çokça şiddet vakalarına rastladıklarını fakat bu şiddet vakalarının çoğunun kendi aralarındaki sohbetlerde konu olduğunu, bir şikayete tabii olamadığını anlatan Zeynep, okul yönetimini ‘’Güvenlik önlemleri yetersiz. Tacizle ilgili şikâyet süreçleri ise oldukça uzun ve yıpratıcı. Çoğu arkadaşım bu yüzden şikâyetçi olmaktan çekiniyor” diye eleştirdi.
“Korkmayın ve Susmayın”
Zeynep, üniversiteye yeni başlayan kadın öğrencilere şu mesajı verdi:
“Korkmayın ve susmayın. Üniversite hayatı yalnızca derslerden ibaret değil, kimliğinizi bulacağınız ve güçleneceğiniz bir dönem. Baskılara karşı dayanışmayı ve mücadeleyi bırakmayın. Yalnız değilsiniz.”
Kadınların Erciyes Üniversitesi’nde verdiği bu mücadele, yalnızca kampüs sınırları içinde değil, Türkiye genelindeki kadın hareketine de ilham veren bir örnek. Zorluklar ne kadar büyük olursa olsun, kadınların dayanışma içinde olduğu her ortamda değişim kaçınılmaz.