Dicle ÜniversitesiDisiplin SoruşturmasıdiyarbakırEğitim Hakkı

Üniversiteliler Yeni Hükümetten Ne Bekliyor?

Botan kaçmaz

Üniversite öğrencileri olarak anamızdan-babamızdan, sevgilimizden, arkadaşlarımızdan çok son 21 yıllık düzenin kurucusu olan mevcut devlet Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı görüyoruz.  Artık bu düzenin son bulması ve yerine yenilerinin gelmesi gerek.

Yazımıza başlamadan önce seçimler yaklaşırken gözaltına alınıp tutuklanan gazeteci, sanatçı, siyasetçi ve avukat arkadaşların derhal bırakılması ümidiyle. Bu operasyonların amacı şüphesiz seçim güvenliğinin şaibeli şekilde olması. Son krizlerden ve acı felaketlerden sonra yediden yetmişe tüm toplum mevcut iktidarın değişmesi taraftarı. Ancak 21 yıllık düzeni bırakmak istemeyen kapitalist modernitenin bireyleri her hile ve hurdaya başvuruyor. Bu amaçla seçimler sonuçlanana dek buna benzer gözaltı, baskı ve sindirme politikaları mutlaka devam edecektir.

21 yıllık düzen 28 Mayıs’ta tüm farklı görüşlerin birleşmesiyle yıkılacak. Ülkenin her alanda girdiği krizler ve iktidarın devletin tüm imkanlarını kendi tebaası için harcaması bahsettiğimiz farklı görüşlerin ittifak yapmasına vesile oldu. Aslında bir bilge insanın dediği gibi “Her devrim bir ittifaktır”. Bu minvalde mevcut iktidarın devrilmesinden sonra halkların gelecek yeni iktidardan beklentileri olacak Daha adaletli, demokratik, hukukun üstünlüğünü savunan, insan haklarına riayet eden bir yönetim şekli bekleniyor. 

Toplumun her sınıfı bu değişim rüzgarını büyük bir ümitle beklerken biz öğrencilerin de büyük umutları var. Üniversite öğrencileri olarak anamızdan-babamızdan, sevgilimizden, arkadaşlarımızdan çok son 21 yıllık düzenin kurucusu olan mevcut devlet Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı görüyoruz. Televizyonlarda en çok onun sesini duyuyor, sosyal medyada en çok onun fotoğraflarını görüyor, YouTube’da en çok onun videolarına rastlıyoruz. Günlük sohbetlerimizde en çok onun adı geçiyor. Artık bu düzenin son bulması ve taze kanların gelmesi gerek.

Üniversite öğrencisi üç genç ile yeni hükümetten beklentilerini konuştuk.

“F tipi zindan hayatı yaşıyoruz”

Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi üçüncü sınıf öğrencisi olan Emre Ç. Viranşehir’de yaşıyor. Online eğitimden dolayı yüksek öğrenimini ailesiyle birlikte geçiriyor. Öğrencilerin eve kapatılmasından dolayı zindan hayatı yaşadığını söyledi.

“Büyük umutlarla geldim üniversiteye. Kendimi geliştireceğim, sosyal hayatımda daha aktif olacağım, kulüplere dahil olacağım gibi planlarım vardı. Fakat pandemi ve depremlerden dolayı hayal ettiklerimin hiç birini gerçekleştiremiyorum. Kişi üniversiteye 18 yaşında gelir. 18-24 yaşlarını üniversitede geçirir. Bu yaş aralığı kişinin gelişimi için çok önemli. Fakat kötü yönetim yüzünden her krizin karşısında biz öğrencileri eve kapatmalarından mütevellit adeta F tipi zindan hayatı yaşıyoruz. Yeni gelecek hükümetten beklentim eğitim konusunda daha hassas olması ve her halükârda eğitimin devam etmesi. Çünkü biz öğrenciler bu ülkenin yarınlarıyız. “

“Daha demokratik ve özerk üniversiteler istiyoruz”

Dicle Üniversitesi Ziraat fakültesi ikinci sınıf öğrencisi olan Müslüm U. 12 Eylül darbesinden sonra kurulan Yüksek Öğretim Kurumu’nun (YÖK) üniversitelere çok müdahale ettiğini ifade etti. Üniversitelerin bilim merkezi olduğunu söyleyen Müslüm taleplerini şöyle anlattı:

“Önceden rektörler öğretim görevlilerince seçilirdi. Yani daha demokratik bir üniversite vardı. Fakat 2016’dan sonra rektörler atama yoluyla üniversitelerin başına geçmeye başladılar. Dönemin mevcut iktidarı eğer bir güç zehirlenmesi yaşarsa üniversiteleri kendi propaganda araçları haline getirebilir. Halbuki bilimin merkezi olan üniversitelerin amacı hiçbir baskı altında olmadan ve otonom yönetim şekliyle bilgi üretip pratiğe dökmek. Siyasi çıkarlar için hiçbir üniversitenin harcanmasına izin vermemeliyiz. 28 Mayıs’tan sonra hükümet değişse de değişmese de üniversitelerin daha demokratik ve özerk olması beklentimiz. “

“Gelecek kaygımız olmamalı”

Dicle Üniversitesi Resim Öğretmenliği bölümünde okuyan Sena G. 16 yıllık eğitimin sonunda elde bir hiç olduğunu söylüyor. Tüm zorluklara rağmen üniversiteyi özel yeteneği ile kazanan Sena sorunları ve taleplerini şöyle sıraladı:

” Dile kolay, 16 yıl. Sen çalış çabala çırpın, sonunda üniversiteyi bitir, sonra atanmayı bekle. Bizim bölümden mezun olup atananların çoğu en az 3-5 yıl atanmayı bekliyor. Tabii atanmak dediysem atanabilmek için Kamu Personeli Seçme Sınavından (KPSS) yüksek puan almak ve mülakatı geçmek gerekir. Mülakat tam bir saçmalık zaten. Bilindiği üzere mülakatta ne kadar yüksek puan alınsa da torpilin yoksa yandınız. Yani bu kadar emekten sonra gelecek kaygımız olmamalı. Madem çok mezun var o halde bölümlerin puanlarını yükselt, kontenjanları azalt ve yeterli donanıma sahip olmayan üniversiteleri kapat. Umarım seçimle birlikte daha liyakatli ve daha adaletli bir yönetim gelir. Aksi halde okumak zaman kaybından başka bir şey olmayacak. “

*Fotoğraf: Depo Photos

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Back to top button