Damla
2023-2024 eğitim yılına girerken yurt zamlarıyla karşı karşıyayız. Bu da yetmezmiş gibi yıllardır karma olarak kullanılan “Gümüşsuyu Erkek Öğrenci Yurdu”nda bundan sonra sadece erkek öğrencilerin kalacağı duyuruldu.
İstanbul Teknik Üniversitesi’nde (İTÜ) yurt sorunu yıllardır çözülemeyen, 2-3 yıldır da derinleşen bir konu. Özellikle 2021- 2022 eğitim döneminde pandemi sonrası okula dönüşümüzle beraber yurt kapasitelerinin ne kadar yetersiz olduğu ortaya çıktı. Çünkü yıllardır yurt inşa edilmeyen İTÜ’de her geçen sene bölümlerin kontenjanları arttırılıyor. Bunun sonucunda öğrencilerin büyük bir kısmı özel yurtlara, tarikat yurtlarına mahkum bırakılırken kimileri de belki tanımadığı akrabalarında, aile dostunda kalmak zorunda kalıyor.
Biz, Türkiye’nin dört bir yanından üniversite okumak için gelen binlerce öğrenci belki günümüzün yarısını yolda geçirmek zorunda kalıyoruz. Belki de çalışma masamız bile olmadan geçiyor eğitim hayatımız.
Üç talep
Barınma hakkımızı almak için 2021 güzünde İTÜ Dayanışması’nda bir araya geldik. Merkezi Derslik’te (MED) masa açtık, bildiri dağıttık.
Taleplerimiz şöyleydi:
- İTÜ yurtları yapılsın.
- Tüm yurt yedekleri yerleştirilsin.
- Vakıflar İTÜ’den çekilsin.
MED’e “Barınma hakkımızı vermeyecekler, alacağız.” ve “Yurt yap Koyuncu!” yazan iki pankart astık. Ardından hala taleplerimize karşılık alamadık ve yaptığımız forumda MED’te sabahlamaya karar verdik. Normalde 7/24 açık olan ve o dönem yine keyfi şekilde 00.00de kapatılan yurtta bir arada şarkılarımızla türkülerimizle direndik. Dönemin Rektör Danışmanı İsmail Dabanlı direnişimize gelip bize okula yurt yapacaklarının sözünü vermişti. Aradan iki sene geçmesine rağmen projelerini talep ettiğimiz bu yurtla ilgili rektörlük hala üç maymunu oynuyor.
Kapasite artırımı sorunu çözmedi
Geçtiğimiz sene öğrencilerin tepkileri üzerine yurt kapasitelerini arttırdıkları iddiasıyla iki kişilik odaların kapasitesini üçe çıkardılar. Çalışma odası, çamaşırhane gibi imkanları iyileştirmeden birden kapasitesi yüzde 30 arttırılan yurtlar hiçbir sorunu çözmezken yeni sorunlar yarattı. Bu uygulamanın tek amacı yurt sahibi vakıfların daha çok kâr elde etmesini sağlamak. Öğrenciler balık istifi odalarda kalırken, rektör ve şürekaları 100. yıl etkinliklerinde ziyafet sofraları kurdular. İTÜ’nün 100. yılı diyerek öğrencilerin yaptıkları üretimlerle reklamlar yaparken öğrencilere avuç içi kadar odaları reva görüyorlar.
2023-2024 eğitim yılına girerken ise yaz döneminde yurt zamlarıyla karşı karşıyayız. Bu da yetmezmiş gibi yıllardır karma olarak kullanılan “Gümüşsuyu Erkek Öğrenci Yurdu”nda bundan sonra sadece erkek öğrencilerin kalacağı duyuruldu. Bu karar yine hiçbir kontenjan sorununu çözmüyor. Hatta geç saatlere kadar Taşkışla’da ve Gümüşsuyu’nda çalışmak zorunda olan kadın öğrencileri mağdur ediyor. Gümüşsuyu’nda kalan kadın öğrencileri Ayazağa Kampüsü’ndeki yurtlara yerleştirdikten sonra yeni gelen kadın öğrencilerin barınma ihtiyacını nasıl karşılayacak İTÜ yönetimi merak ediyoruz. Bu kararların yaz döneminde açıklanmasının sebebi ise belli: Öğrencilerin okuldayken birleşeceğini, talepleri için mücadele edeceğini biliyorlar. Barınma konusunda mağduriyet yaşayan öğrencilerin “sesinin çıkmasına” fırsat vermeden fahiş fiyatlı yurtlara kayıt yaptırmak zorunda bırakıyorlar.
Bu okulda okula devam edebilmek için kütüphanede kalanlar oldu. Ya da bu koşullara dayanamayıp okulu bırakmak zorunda kalan, memleketine dönenler oldu. İTÜ yönetimi, zaten ekonomik kriz koşullarında okumaya çalışan bizlerin hayatını yalnızca zorlaştırıyor. Biz İTÜ öğrencileri de bugüne kadar bir çok konuda hakkımızı direnerek aldık. Biliyoruz ki biz istemedikçe, yanyana gelmedikçe kimse bize hakkımızı vermeyecek. Barınma hakkımız için de sonuna kadar mücadele edeceğiz.