Barınma Hakkı

Diyarbakır’da Barınmak: Depremzede Hukuk Öğrencisinin KYK Yurdunda Barınma Mücadelesi

*Arzu Telli

Diyarbakır’da KYK yurdunda kalan hukuk öğrencisinin deneyimi, Türkiye’de pek çok üniversite öğrencisinin karşı karşıya olduğu barınma, sosyal hayat ve güvenlik sorunlarına ışık tutuyor.

İsmail, Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi ikinci sınıf öğrencisi, Şanlıurfa’dan Diyarbakır’a üniversite eğitimi için gelmiş bir depremzede. KYK yurdunda deprem kontenjanı sayesinde ücret ödemeden kalmasına rağmen, barınma koşullarının zorlukları ve sosyal hayatındaki kısıtlamalar nedeniyle üniversite yaşamında çeşitli sıkıntılar yaşıyor. İsmailin deneyimi, devlet yurtlarındaki yaşam koşullarını ve barınma sorunlarını daha yakından ele almamızı sağlıyor.

Kalabalık odalar, yetersiz yemekler ve altyapı sorunları

İsmail kaldığı KYK yurdunda  6 kişilik bir odada ranza sistemiyle yaşadığını belirtiyor. “Odalar çok kalabalık; ranza sistemiyle düzenlenmiş ve kişisel alanımız oldukça sınırlı” diyerek odaların düzeninin kişisel yaşamına zorluk kattığını ifade ediyor. 

Yurt yemeklerinden de memnun olmadığını vurgulayan İsmail, “Yurttaki yemeklerin kalitesi ve miktarı giderek düşüyor, hijyen açısından da sıkıntılar var” sözleriyle yemeklerin kalitesizliğine dikkat çekiyor. Ayrıca, sık sık yaşanan su kesintileri ve asansör arızaları da öğrencilerin yurt yaşamını zorlaştıran diğer unsurlar arasında olduğunu da. “Su kesintisi, asansör sıkıntısı gibi altyapı sorunlarıyla sürekli karşı karşıyayız” diyerek aktarıyor.

Yurt koşullarını önceki yıllarla kıyasladığında, artan maliyet ve düşen yaşam kalitesinin bu yıl çok daha belirgin hale geldiğini ifade eden İsmail, “Geçmişte yurtlar, öğrencilerin barınma ihtiyaçlarını daha rahat karşılayabiliyordu. Ancak bu yıl, hem koşulların kötüleşmesi hem de ücretlerin artmasıyla durum oldukça zorlaştı” diyor.

“Kendimi güvende hissetmiyorum”

Depremzede bir öğrenci olarak KYK yurdunda kalmaya başlayan İsmail için barınma ile ilgili en önemli kıstaslardan biri binanın depreme dayanıklılığı. İlk yerleştiği zamanlarda yurt binası yeni olduğu için kendini güvende hissettiğini ifade etse de geçen süreçte gözlemlediği bazı olaylar bu duygusunu değiştirmiş.

“Yurt yeni yapıldığı için başta güvendeyim diye düşünüyordum. Ancak rüzgarda çatının uçması, yemekhanenin ufak sarsıntılarda zarar görmesi gibi olaylarla karşılaşınca, burada kendimi güvende hissetmiyorum” diyen İsmail güvenlik kaygılarını dile getiriyor.

‘’Sosyal hayatım yok denilecek kadar az”

Yurt, kampüs içinde yer aldığı için okula ulaşım konusunda çok bir sorun yaşamadığını belirten İsmail,  sosyal hayat açısından ise üniversitenin eksik kaldığını belirtiyor. “Burada sosyal bir çevrem yok. Yurttan fakülteye, fakülteden yurda gidip geliyorum; üniversite sosyalleşme açısından oldukça geri planda,” diyerek sosyal yaşamdaki eksiklikten şikayet ediyor. Sınırlı sosyal çevre ve yetersiz aktivite imkanları nedeniyle günlerinin büyük çoğunluğunu yurt ve fakülte arasında geçirdiğini belirtiyor. 

Diyarbakır’da KYK yurdunda kalan hukuk öğrencisinin deneyimi, Türkiye’de pek çok üniversite öğrencisinin karşı karşıya olduğu barınma, sosyal hayat ve güvenlik sorunlarına ışık tutuyor. Artan yurt ücretleri ve düşen yaşam kalitesi, devlet yurtlarının ekonomik avantajlarını sorgulatan bir hale getiriyor. Öğrenciler için güvenli ve sağlıklı bir barınma hakkı temel bir ihtiyaç olarak görülmekle birlikte, mevcut durum bu ihtiyacı yeterince karşılayamıyor.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Back to top button