Haberin İngilizce / Kürtçe versiyonları için tıklayınız.
Öğrenciler neden okurken çalışmak zorunda? Kadın öğrenciler çalışırken nelerle karşılaşıyorlar? Okul ve iş döngüsü nasıl ilerliyor? Kampüste kadın arkadaşlarla bu konuya dair konuştuk.
Ulaşımdan barınmaya kadar en temel ihtiyaçlarımızı bile karşılayamadığımız bu dönemde öğrenciler ucuz işgücü olarak çalışmak durumunda kalıyorlar. Gelen zamlar tüm öğrencileri kıskaca alıp krizin faturası öğrencilerden çıkarılırken kadın öğrenciler için durum daha da zorlaşıyor.
Zor koşullarla mücadele vermelerinin yanında iş yerinde sözsel ve fiziksel tacizden korunmak da kadın öğrenciler için başlı başına önemli bir sorun. Kadınların Yüzde 92’si İşyerinde Taciz, Mobbing ve Engellerle Karşılaşıyor. Kadınların yüzde 59’u işyerinde mobbinge uğradığını; yüzde 39’u İzin, örgütlenme vb. gibi yasal haklarını kullanırken engellendiğini, yüzde 39’u kariyer ve yükselmede ayrımcılığa uğradığını, yüzde 28’i sözlü tacize uğradığını söylüyor.
Peki aynı zamanda eğitimine devam eden kadın öğrenciler hangi koşullarda çalışıyor? Onları çalışmaya sürükleyen etmenler neler? Neden ağır koşullar altında, çok ucuz işlerde çalışmak zorunda kalıyorlar? Kampüste kadın arkadaşlarla bu konuya dair konuştuk.
“Üniversiteye geçtiğimde rahatlayacağımı düşünüyordum ama şartlar daha da zorlaştı”
Okul öncesi öğretmenliği okuyan Yasemin okulun yanı sıra gününün çoğunun işte geçtiğini söyledi:
“Ben çalışmaya 13 yaşında başladım. Küçük yaşta tarım işçiliği yaptığımdan çocukluğumu tam olarak yaşayamadım. Zor şartlara adapte olmam gerekiyordu. Üniversiteye geçtiğimde rahatlayacağımı düşünüyordum ama şartlar daha da zorlaştı. Yazın Ayvalık’ta bir otelde çalıştım, otelin müdürü bana sarkıntılık yapmasının yanında onu reddettiğim için bana zor işleri yaptırıyordu. Giyim tarzımı değiştirmek zorunda kalmakla birlikte psikolojik baskılar fiziksel yorgunluğa dönüştü. İş verimim azaldı. Çalışırken sürekli gergin ve tedirgin hissediyordum.
“Şu an ortalama 8-10 saat çalışıyorum. Erkek çalışanlarla aynı işi yapmama rağmen onlardan daha az maaş alıyorum. Erkek arkadaşımla aynı iş yerinde çalışırken ondan 1-2 saat erken işe başlamama rağmen işin sonunda benden 1000 TL fazla para alıyor. Bu ataerkil düşünce bana çok dokunuyor. Sosyal yaşantıma elimden geldiğince zaman ayırmaya çalışıyorum ama çok kısıtlı olduğu için beni asla tatmin etmiyor. Eğitim ve çalışma hayatımı bir arada idame ettirmeye çalıştığımdan zaman kalmıyor. Aslında para zamanı satın almamıza yarıyor. Paran yoksa bütün zamanını satıyorsun, karşılığında para alıyorsun. Olayın özeti bu aslında. Şu an dil öğrenmenin yanında dans kursuna gidiyorum. Bunların yanında dil kursunun taksitlerini ödemek için çalışmam gerektiği gerektiğinden dil derslerini kaçırıyorum. Bir kısır döngü içinde yaşıyorum. Arkadaşlarımla ayda bir görüşebiliyorum. Dışarıya çıksam da kafam sürekli meşgul oluyor. Kirayı ödemem gerek, faturalar geldi onları da bir halletsem ya da önce ayakkabı mı alsam kış gelmeden.”
“Sosyal hayatıma zaman kalmıyor”
Elektrik elektronik mühendisliğinden Sıla da Stajda yaşadığı sorunlardan bahsetti:
“Burs ve ailemden aldığım destek yetmiyor. Bu yüzden haftanın 6 günü çalışıyorum. İkisini birlikte yürütmek benim için çok zor. İş ve okul çok yoğun geçtiğinden sosyal hayatıma zaman kalmıyor. Buna rağmen aldığım maaş hiçbir şeye yetmiyor. Okulu aksattığımdan devamsızlıktan kalma riskim olmasına rağmen patronlar direk sömürmek peşinde olduğu için senden alabileceği maksimum verimi alma çabasında ve senin ne hissedeceğini, ne kadar yorulacağını umursamıyor. Okula gidiyorum daha sonra eve geldiğimde de çalışmak zorunda kalıyorum. İş başvurusu yaparken bile sorun yaşadığımız bu ülkede çalışmanın zorluğunu az çok tahmin edebiliyorsunuzdur. Daha önce staj için yaptığım iş başvurusunda telefon numaramdan ve sosyal medya hesaplarımdan taciz edildim. Kötü çalışma koşullarından çok tacizle savaşıyoruz.”
“Sadece uyumaya vakit kalıyor”
Moda ve Tekstil Tasarımı okuyan Dila da ekonomik sıkıntılardan dolayı çalışmak zorunda olduğunu anlattı:
“Hem kendi geçimimi sağlamak için hem de aileme destek olmak için çalışmak zorundayım çünkü şu anki durumda çalışarak bile geçimi zor sağlarken çalışmadan yaşamak bizler için imkansız . Okulla işi aynı anda yürütmek çok zor. Çünkü hem okula gitmen, sınavlara girmen gerekiyor aynı zamanda da çalışıp geçimini sağlaman gerekiyor. Yani sınavlara çalışacak ve okula ayıracak zaman pek olmuyor. Sosyal hayata gelirsek herkes gibi benim de yok. Çünkü okulda olmadığım zamanlarda işte olmam gerekiyor, işte olmadığım zamanlarda okulda olmam gerekiyor. Sadece uyumaya vakit kalıyor ki o da pek yeterli bir vakit değil.”
Ziraat mühendisliği okuyan Zümrüt ise; “Öğrenciyken çalışmak istememekle birlikte aileme yük olmamak için iş aramaya koyuldum. Bulduğum ilk işe girdim” dedi:
“Günde 10 saat çalışıp 80 TL yövmiyeye anlaştık. Acil işe ihtiyacım olduğundan mecburen kabul ettim. Tüm gün hiç ara vermeden , yemek bile yemeden çalıştım. Mesaimin bitmesine 1 saat kala sigara içmeye çıktım ve nasıl boş durursun diyerek hem azarlanıp hem de işten kovuldum. Hakkımızı dile getirmemiz ve bu yanlış işleyişe birlikte çözüm aramamız gerekiyor. Diğer türlü sömürülmekten ve hakarete uğramaktan kaçamıyoruz. Diğer kadın arkadaşlara birlikte hareket etmemiz gerekiyor.”
Tacize karşı mücadele
Temel ihtiyaçlarını karşılamak uğruna kötü koşullarda çalışmak zorunda olan, staj adı altında aylarca çalıştırılan kadınlar yaşamlarını idame ettirebilmek için emeklerinin sömürülmesinden kaçamıyorlar. Kadınlar için iyi bir iş demek yüksek maaşlı bir iş değil, taciz riskinin az olduğu bir iş demek. Her kadın, burs yetseydi de çalışmak zorunda kalmasaydım diyor. Okula gitmeye motivasyon dahi bulamayan kadın öğrenciler için üniversite bir yaşam savaşı sürdürme ortamı olmaya başlıyor.
Her yıl burslara sözde zam yapılıyor ama yurt fiyatlarına, yemeklere, ulaşıma da zam yapan hükümet yaptığı zamdan daha fazlasını öğrencinin cebinden alıyor. Bunlarla birlikte KYK borcu da öğrencinin sırtında bir yük olarak kalıyor. İstihdam olmayınca geleceksizlik kaygısına düşen öğrenciler mezun olduktan sonra ne yapacaklarını kara kara düşünmeye sürükleniyorlar. Üniversiteli kadınların güvenceli çalışma, tacize ve istismara karşı alınan önlemlerin arttırılması gibi ortak talepleri için birleşip mücadele etmeli, haklarını istemeli. İyi bir gelecek ve iyi koşullarda bir eğitim hayatı için haklarımızı mücadele ederek istemekten başka çaremiz yok.
*Fotoğraf: Evrensel