Haberin İngilizce / Kürtçe versiyonları için tıklayınız.
Mühendislik söz konusu olduğunda karşılaştığım cinsiyetçi yaklaşımlar tercih döneminden staj sürecine dek karşıma çıktı. Erkek bir mühendis tarafından aldığım soru şu şekildeydi: ‘’Kız halinle neden bu mesleği seçtin?‘’
İçinde sıkıştığımız ataerkil toplum düzeni biz kadınları bir kalıba sığdırmaya çalışıyor. Ev içine hapsedilmiş eğitim hakkı gasp edilmiş, sorgulama yeteneği elinden alınmış iş hayatından soyutlanmış ya da ucuz iş gücü olarak kullanılan kadınlar sistematik olarak fiziksel veya psikolojik şiddete maruz bırakılıyoruz. Üniversiteli kadınlar olarak yürüttüğümüz kadın hareketinde yaşadığımız dünya düzenini değiştirmek için mücadele veriyoruz. Her birimiz bu hayatı bir yerlerinden yakalıyoruz, sorunlarımız ortak, mücadelemiz ortak.
Tüm bu yaşanan olaylarla ilgili arkadaşlarımla konuştuğumda hepimizin bir şekilde mağdur olduğunu anladık. Konuyu biraz öznelleştirip kendi fakültemden örnek verecek olursam erkeklerin yoğun olduğu İnşaat mühendisliği fakültesinde eğitim alıyorum. Henüz okul tercihi zamanlarında bile yaşadığım ayrımcı yaklaşımlar ve “mühendisliğin erkek mesleği olduğu” algısı var. Sınıftaki kadın arkadaşlarımla ortaklaşan bu sorunlar bizlere eğitim ve meslek hayatında ekstra etmemiz gereken mücadeleler olduğunu gösterdi.
Yaz stajımda karşılaştığım bir olay yaşadıklarımıza örnek. İkinci sınıfın sonunda yaptığım yaz stajımda mesleğimi öğrenecek olmanın verdiği heyecanla staj yaptığım kurumdaki mühendislere sürekli sorular soruyor ve bilgi edinmeye çalışıyordum. Erkek bir mühendis tarafından aldığım soru şu şekildeydi: ‘’Kız halinle neden bu mesleği seçtin?‘’ Karşımdaki insan için mesleği yapmamın önündeki ilk engel cinsiyetimdi. Karşılaştığım cinsiyetçi yaklaşımın bir meslektaşım tarafından yapılması ve maruz kaldığım psikolojik mobbing ileride meslek hayatında karşılaşacaklarımın bir fragmanıydı.
Benim gibi üniversite hayatında ve meslek hayatında bu tarz cinsiyetçi yaklaşımlarla karşılaşan kadın arkadaşlarım olduğunu biliyorum. Bir araya gelerek okuma çalışmalarına yer veriyoruz, haklarımız için mücadele biçimlerini öğreniyoruz. Her birimiz birbirimizden güç alıyoruz. Üniversiteli kadınlar olarak daha adil ve yaşanabilir bir hayat için biz toplumun her alanında mücadelemizi sürdürüyoruz. Fabrika tezgahlarından üniversite sıralarına, kürsülerden İran sokaklarına kadar içimizdeki bu özgürlük ateşini büyütmeye devam ediyoruz.
Bir yandan da ülkemizde yaşanan ekonomik krizin faturasını biz üniversiteli kadınlar ağır olarak ödüyoruz. Aldığımız burs temel ihtiyaçlarımızı bile karşılamıyor. Kitap, ulaşım, beslenme masrafları kronometre gibi işliyor her yeni güne bir zamla merhaba diyoruz. Burs miktarını masraflarımıza pay edince ortaya trajikomik tablolar çıkıyor. Bursu olmayan arkadaşlarımız kredi alıyor heyecan ve istek ile başladığımız üniversite sıralarına sırtımızda binlerce lira borç ile oturuyoruz. Birçok arkadaşımız sosyo- ekonomik sebeplerden dolayı eğitimini yarıda bırakıyor aile evine dönen kız kardeşlerimiz aile baskısı ile karşı karşıya kalıyor. Okumak için çalışıyor çalışmak için okuyoruz sağlıklı beslenemiyor konforu düşük yurtlarda kalıyor temel ihtiyaçlarımızı alamıyoruz bir yandan ekonomik kriz ile mücadele ediyor bir yandan ataerkil toplum düzeninde hayatta kalma mücadelesi veriyoruz. Üstelik her gün bir kız kardeşimizi tacize tecavüze kurban veriyoruz.
Üniversiteli kadınlar geleceği inşa ederken tüm kadın arkadaşlarımız için yaşanabilir bir dünya düzeni kurmaya çalışıyoruz ve birliğimiz en büyük umudumuz..
Görsel: mmo.org