Beril
Haberin İngilizce / Kürtçe versiyonları için tıklayınız.
Yurtlarda kapasite sınırlı, ev kiraları yüksek. Barınma kısmından nitelikli barınmaya giden yolun arası git gide açılıyor.
Öncesinde çeşitli halleriyle aklımızın bir köşesini günlük pratiklerimizde kurcalayan, pandemiden sonra okulların açılmasıyla bir kriz olarak yükselen barınma problemleri Türkiye’yi olduğu gibi İzmir’i de teğet geçmedi. Barınmaya ilişkin problemlerden nüfusun birçok kesimi etkilenirken eylemselliklerin ve ana taleplerin öğrencilerin deneyimleri üzerinden temellendiğini söylemek mümkün.
Pandemi sonrası okula dönüş sürecinde, yetersiz kapasiteler, daracık odalar, yüksek fiyatlar gibi problemlerin ne olduğu öğrenciler için genel olarak aşikar olsa da şehirler ve şehirlerde yaşanan özellikli durumları konuşmak barınmaya ilişkin krizi detaylı anlatmak, çözümlere ilişkin düşünmek ve aslında şehre yeni taşınıp barınma sürecini planlayacak olan dostlarımızın karşılaşacakları süreçlere aşina olmaları açısından faydalı olacak.
150 bini aşkın öğrenciye 28 bin kapasiteli yurt
Yüksekokullarıyla birlikte toplam 13 üniversite bulunan İzmir’de, 2021’de belirtilen yaklaşık verilere göre 150 bini aşan sayıda öğrenci bulunuyor. Bu sene üniversitelerin bölümlerine ait kontenjanların çoğunlukla artırıldığını düşündüğümüzde bu sayının daha da fazla olacağının altını çizmek gerekiyor.
Öğrenci sayısı ile var olan barınma alanlarının bu sene de öğrenciler için yeterli olmadığı ise eldeki verilerden okunabiliyor. Örneğin 2021 yılında ifade edilenlere göre devlet yurtları toplam 16 bin kapasiteliyken özel yurtlar da 12 bin kapasiteli idi.
Öğrencinin cebine barınma ücretinin ardından 90 lira kalıyor
2021 Eylül ayında barınmaya ilişkin krizin yükselmesiyle yapılan eylemlerin ardından Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, İzmir’de iki yeni yurt kiraladıklarını, çeşitli devlet kurumlarınınsa misafirhaneye dönüştürüldüğünü ve öğrencilerin geçici olarak yerleşebileceklerini belirtti. Burada, Barınamıyoruz eylemlerini gerçekleştiren grupların yoğun çabası ve hakikati kendi eylemsellik biçimleriyle gün yüzüne sermelerinin etkisinin altının çizilmesi gerekir.
Bununla birlikte, yetkililerin öğrenciler ve yoksul halk için barınmaya ilişkin yaklaşımlarının dört duvar, bir çatının içinde yatmak biçiminde olduğu da açık. Ege Üniversitesi Öğrenci Köyü’nü ele alalım. 2021 yılına kadar tek kişilik ve iki kişilik odaları bulunan, üniversitenin kendisine ait olan bu yurtta birçok üniversite öğrencisi yaşıyordu. 2021 yılında alınan bir kararla iki kişi için dahi kullanım açısından küçük kalan 15 metrekarelik odalar üç kişilik odalara çevrildi. Odaların kişi sayısı artırıldığı gibi 470 lira olan ücretler de 2022-2023 eğitim-öğretim yılı için 760 liraya yükseltildi. Aynı biçimde 800 lira olan tek kişilik oda ücreti 1300 liraya yükseldi. Buna karşılık Kredi ve Yurtlar Genel Müdürlüğü (KYK) kredisi/bursu hala aylık 850 lira olarak yatırılıyor. Yani Öğrenci Köyü’nde üç kişilik bir odada kalan öğrencilerin cebinde bursundan yalnızca 90 lira kalıyor. Öğrenci Köyü’nün ücretleri ise kahvaltı, akşam yemeği gibi öğünleri içermiyor.
Yeni eğitim-öğretim yılında KYK yurtlarında kalan öğrenciler de yüzde 80 oranındaki zamlarla karşılaşırken zaten nitelikli barınma hizmeti sunamayan KYK’lar için yetkililer, barınma sorununa ilişkin çözümü nitelik ve nicelik olarak uygun olmayacak şekilde, var olan odaların kapasitesini artırmakta bulmuş görünüyor. Örneğin, Bakırçay Üniversitesi ve Katip Çelebi Üniversitesi’ndeki erkek öğrencilerin sıklıkla kaldığı Çiğli KYK Erkek Yurdu’ndaki dört kişilik odaların kapasitesinin altı kişiliğe çıkarılacağı okulların açılmasına yalnızca bir ay kala bir mesaj yoluyla kalan öğrencilerin bilgisine sunuldu. Bu yurtta kalan öğrenciler, halihazırdaki banyo- tuvalet ve yemekhane imkanlarının eski kapasite için dahi yeterli olmadığını, duş ve yemekhane için uzun kuyrukların oluştuğunu belirtiyorlar.
Sınırlı kapasiteli yurtlara karşı yüksek ev kiraları
Şimdi de İzmir’in biraz dışına uzanıp İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü’ne (İYTE) bakalım. İYTE, İzmir’de barınmaya dair özellikli yapısı olan başka bir üniversite. İYTE’nin kendisine ait kampüsü İzmir merkezinden 52 kilometre kadar uzakta bulunuyor. Okulda sayısı beş bini geçen öğrenci okuyor ancak şehrin bu kadar dışında olmasına rağmen İYTE Uluslararası İlişkiler Ofisi’nin sitesinde belirtildiği üzere KYK yurtları, toplam bin 32 öğrencinin okulun yakınlarında konaklamasına olanak sağlıyor. Yani, öğrencilerin yalnızca yüzde 20’si uygun fiyatlı olabilecek devlet yurdu seçeneğine sahip. Okulun şehrin dışında olması ve sınırlı ulaşım imkanları ise öğrencilerin tersine bu çevredeki sınırlı sayıda evin sahipleri için yüzleri güldürüyor.
Şimdilerde İYTE’de okuyan öğrenci dostlarımız okullarına yakın bir köy olan Gülbahçe’de, 1+1 evlerin kiralarının dört bin liradan başladığını ifade ediyorlar. Çeşitli emlak kiralama sitelerinde de bu fiyatları görmek mümkün. Okula İzmir merkezinden ulaşım da yeterli sayıda servis, otobüs gibi seçenekler olmadığı için öğrenciler açısından kesinlikle zorlayıcı. Bu da, okulun yakınları dışındaki barınma seçenekleri dışında öğrencilere farklı ihtimaller sunmuyor.
İYTE’deki öğrenciler yalnızca sınırlı kapasiteye sahip yurtlar ve pahalı ev kiralarından muzdarip değiller. Geçtiğimiz yıl içinde öğrenciler önce KYK yurdundaki yemekhaneden kaynaklanan bir zehirlenme vakası yaşadılar. Bu olayda 100’e yakın öğrenci zehirlenme şikayetiyle hastaneye yatırıldı. Olaylar doğrultusunda eylem yapan öğrencilerin zehirlenmenin ne olduğu ve yemekhanenin çalıştığı şirkete ne olacağı sorularıysa yanıtsız kaldı. Bununla birlikte, birkaç ay sonra aynı şekilde üniversitenin kendine ait yemekhanesinde bir zehirlenme vakası daha gerçekleşti ve birçok öğrenci yine hastanelik oldu. Bu bağlamda barınmanın yalnızca bir çatı altında konaklamadan ibaret olmadığı, nitelikli barınmanın hak olduğu çeşitli çevrelerce tekrar vurgulandı.
İzmir’deki sınırlı yurt seçeneklerinin dışına çıktığımızda sıklıkla öğrencilerin barınmak için birleşip bir evin giderlerine ortak olup yaşadıklarını görüyoruz. Okullara yakınlığı bakımından öğrencilerin en çok yaşamayı tercih ettiği ilçelerin Bornova, Konak-Üçyol ve Buca olduğu söylenebilir. Çeşitli evlerde ortak yaşama tercihine giden öğrencilerin olanaklarına baktığımızda İzmir’de ortalama 3+1 evlerin kiralarının beş bin lirayı geçtiğini söylemek mümkün. Bu evlere baktığımızda öğrenciler kafalarını sokabilecekleri bir ev bulabilse bile bu evler sıklıkla ısıtması olmayan, depreme karşı riskli, ve küçük evlerden oluşuyor. Bununla birlikte fiyatı biraz uygun olan evler ise okul ve şehir merkezinden oldukça uzaklaşırken öğrencilere de şehrin çeperlerine dağılmak kalıyor. Haliyle barınma kısmından nitelikli barınmaya giden yolun arası git gide açılıyor.