Liyakat, adalet, bilim olmadığı sürece her gün her saat deprem yaşayacağız.
Doğa felaketleri nadiren meydana gelir. Peki ya devlet felaketleri ne sıklıkla meydana gelir? Türkiye’de son sekiz yıldır her gün adalet, demokrasi, ekonomi, eğitim, tarım, sosyal felaketleri yaşıyoruz. Toplumun çok az bir kesimi bu felaketleri önceden görebiliyor ve bütün toplumu uyarıyor. Peki ya toplum uyanıyor mu? Bıçak kemiğe gelene kadar maalesef hayır.
16 Nisan 2017’de artık yeni bir devletimiz oldu. 94 yıllık devlet anlayışı değişti. Yeni devletimizin adı da bugüne kadar yapacağı icraatlar ile konulacak. Yeni ismi: Vasıfsız Devlet.
6 Şubat 2023 saat 04:17 vasıfsız devletimiz doğayla uyumlu halde yaşamayarak hepimizi felakete itti. Bu bir doğal deprem idi. Peki her doğa olayı bir felaketle mi sonuçlanır? Vasıfsız Devletiniz varsa, evet.
Bürokrasi engeli
İnsani değerleri taşıyan her birey felaketle boğuşan insanlara yardım etmek ister. Halk dayanışması ile ilk günden itibaren eşi benzeri olmayan bir dayanışma mücadelesi sergilendi. Ama vasıfsız bir devletiniz varsa dayanışma da bazen sekteye uğratılıyor. Adıyaman, Maraş ve Hatay; ilk üç gün boyunca bu illerde enkazlarda bulunan insanlara yetkili kurumlar yetişemedi. Bu kurumların yetişemeyeceğini son sekiz yıldır devletin depremlerini hisseden herkes tahmin edebiliyordu. Bu yüzden halk enkaz altındaki insanları çıkarmak için elindeki tüm imkanları seferber etti. Fakat bir engele takıldılar. Bürokrasi! İlk üç gün yetkili kurumların yetersiz kaldığı yerde hangi enkaza kazma-kürek uzatsak karşımızda ya bir AFAD görevlisi ya da kolluk kuvvetini görüyorduk. Sebep? Güvenliğimiz için dokunamayız. Kendimizi güvende hissetmek isteseydik deprem bölgesine gönüllü gelir miydik? Vasıfsız Devletin Vasıfsız elemanları.
Öğrenciler, emekçiler, emekliler, kadınlar, gençler; her sınıftan insan deprem bölgesinde büyük bir özveri ile çalışıyorlar. Özellikle Maraş-Pazarcık’taki Hasankoca Köyü’nde kurulan Kriz Koordinasyon Merkezi bölgedeki depremzedelere fevkalade bir dayanışma içerisinde destek oluyorlar. İşte bu özverili çalışma cezasız kalmıyor. Hani derler ya doğru söyleyeni dokuz köyden kovuyorlar, doğru ve dürüst çalışanı da kovuyorlar. Pazarcık’ta halkın kendi imkanları ile kurduğu deprem kriz masasına kayyım atandı. Vasıfsız devletimizin vasıfsız bir valisi orada dayanışma içerisinde bulunan insanlara ahkam keserek, efe efe konuşarak kriz masasının yönetimine el koyduğunu söylüyor. Artık onlar bu merkezden yardımları sağlayacakmış. Çok değil bir hafta sonra merkezdeki yardımları kamyonlara doldurup orayı terk eden valimiz sıfatına uygun hareket etti. Ne de olsa işvereni Vasıfsız Devletimiz.
Yönetimsel yozlaşma zincirin bir halkasında olmaz, tüm halkalarında olur. Vali kadar bakanlar da vasıfsız. Japonya’da herhangi bir kriz veya felaket karşısında hiçbir şekilde eğitimden vazgeçmezken fakat bu durum Türkiye’de aksine. En küçük bir felaket ya da krizde eğitim ve öğrenciler kurban ediliyor. Dünya çağ atlamış, elektronik cihazlar artık temel yaşam araçları haline gelmiş, ağ hizmetleri her coğrafyada elzem olmuş bir durumdayken bu durum yurdumuzda pek de öyle değil. Devletin kendi eliyle oluşturduğu ekonomik depremden dolayı birçok öğrenci internete ulaşamıyor, elektronik cihaz alacak bütçesi yok iken vasıfsız devletimiz online eğitim kararı alıyor. Vasıflı Devlet Aranıyor!
Depremzedeyken ve ücretini ödediğim yurtta kalamadım
Deprem günü Diyarbakır Halid Bin Velid Erkek Öğrenci Yurdu’na kaydımı yapıp güvence bedeli ve şubat ayı ödemesini yaptım. Bulunduğum ev Diyarbakır’da ve depremden dolayı hasar görmüş, tedbir amaçlı yurtta kalmayı hedefliyordum. Depremin olduğu günün akşamı Adıyaman’a giderek dayanışmaya katıldım. Bir hafta orada kaldıktan sonra Diyarbakır’a gelip iki gün dinlenmeyi planlıyordum. Evim hasar gördüğü için kaydımı yaptığım ve ücretini ödediğim yurda geçiş yaptım. Bir gece kaldıktan sonra yaka paça dışarı atmak istediler. Nedenini sorduğumda yurda depremzedeli ailelerin yerleştirileceği söylendi. Ben de bir depremzedeyim dediğimde ikametgâh istediler. Diyarbakır ikametgahımı ibraz ettiğimde ilgili memur öğrenci olduğumu söyleyerek genel müdürlükten gelen yazıya göre beni barındıramayacağını ifade etti. Veteriner fakültesi son sınıf öğrencisi olduğumu belirttim ve YÖK’ün hangi bölümlerin yurtta kalacağına dair yayınladıkları belgeyi gösterdiğimde aynı memur tekrar ederek kalamayacağımı ifade etti. Hem depremzedeyim hem uygulamalı dersi olan bir öğrenciyim hem de yurt güvence bedelini ve o ayki yurt ücretini ödeyen birisiyim. Evet ilanımız hala geçerli. Vasıflı devlet aranıyor!
Deprem bölgesinde tüm imkansızlıklara rağmen muhteşem bir mücadele ile depremzedelerin yanında olan gönüllü halk bizlere “Devlet yok biz varız” sloganını ete kemiğe büründürdü. Evet gerçekten devlet yoktu. Ya gurbetteydi ya tatile çıkmıştı ya da kendi halkını boykot ediyordu. Devletin sağlaması gereken çadır, konteyner, erzak, temel yaşam araç-gereçlerini bir sivil yardım kuruluşu sağlıyor ve bağış yapabilecek imkânı bulunan herkes bu sivil kuruluşa bağış yapıyor. Müthiş paralar birikiyor bu sivil kuruluşun hesabında. Bu rakamları gören vasıfsız devletimizin vasıflı trollerinin ağzından sular akmaya başlamıştı bile. Bu aç sırtlan grubuna siyasi liderler de katılarak halkın parasına göz dikmiştiler. Kendisi yardım edemiyor, yardım edenin hesaplarına da göz dikiyor. Evet iletişim için halklara başvurun, Vasıflı Devlet Aranıyor.
Dedik ya deprem sadece doğadan gelmez insanın da oluşturduğu depremler var. Bizim en büyük depremimiz vasıfsız devleti yaratmamızdır. Liyakat, adalet, bilim olmadığı sürece her gün her saat deprem yaşayacağız. Vasıflı Devlet Aranıyor ilanımız hala güncel. Son başvuru tarihi 14 Mayıs 2023.