İlda Su
Yurtta kalırken yaz dönemi eşyaları taşımak gerekiyor, eve çıkmak için güvenilir bir arkadaş, uygun kiralar ve depreme karşı güvenli olması gerekiyor. Kendi hayatımı kurabilmek için yıllarımı vermem gerekiyor.
İstanbul’da üniversite öğrencisi olarak benim eğitim hayatımda en çok sorun yaşadığım alan barınma krizi. Üniversite hayatı, bir insanın kendisini geliştirmesi ve yetişkin hayatına uyum sağlamak için hayat deneyimlerine ilk adım attığı zamanlardır. Dolayısıyla üniversite öğrencilerinin ailelerinden bağımsızlaşarak kendi hayatlarını kurabilmeleri için öğrenci evi deneyimi önemli bir konumda bulunuyor.
Benim için de benzer bir durum söz konusu. Bu sene üniversitedeki üçüncü senem ve bu zamana kadar belediyenin yurdunda kaldım. Belediye yurtları diğer yurtlara göre ekonomik olarak ve imkanlar açısından diğer yurtlara nazaran daha iyi bir seçenek olarak karşımıza çıkıyor. Özel yurtlar oldukça pahalı, KYK yurtları bir nebze daha ucuz olsa da ihtiyacı karşılayacak yeterlilikte değil. Ben de bu yüzden bir belediye yurdunda kalmayı tercih ettim.
Yurt deneyimimde beni en çok zorlayan şeylerden birisi eşya taşımak oldu. Yazın staj ve yaz okulu dönemi bittikten sonra yurdum yaklaşık 20 gün gibi kısa bir süreliğine kapalı olacağı için eşyalarımı toplayıp 20 günlüğüne başka bir yerde kalmam ve yurt açıldıktan sonra eşyalarımı toplayıp tekrardan yurda yerleşmem gerekiyor. Bütün eşyalarımı toplayıp ailemin yaşadığı şehre gitmek ise çok masraflı, yorucu ve yıpratıcı bir süreç. Ayrıca yurtlarda yemek de büyük bir problem. Devlet yurtlarında yemek çıksa bile çıkan yemekler oldukça kalitesiz ve yemek yapılabilecek alanlar yok.
Ev arama süreci
Bu sorunlar ve artık kendi hayatımı kurma amacımdan dolayı eve çıkmak istedim ve bunun için bazı araştırmalara başladım. Eve çıkma süreci de öğrenciler için oldukça sancılı bir süreç. Öncelikle ekonomik olarak ortaklaşabileceğin bir ev arkadaşı bulman gerekiyor. Genelde tanıdığın güvendiğin insanlarla eve çıkmak istiyorsun çünkü o insanla yaşam alanını paylaşacaksın. Bundan sonra da ev arama süreci başlıyor.
Özellikle İstanbul gibi büyük şehirlerde ev bulma süreci oldukça zorlu geçiyor. Kiralar oldukça pahalı, ev kiraları 8-10 bin lira gibi fiyatlardan başlıyor. 2023 KYK kredi ve burs miktarları 2023 yılı için 1250 lira olarak belirlenmiş. Böyle bir gerçeklikte öğrencilerin 1+1, 2+1 evlerde üç dört kişi bile kalması ve o evi döndürebilmesi oldukça zor.
Bu sebeple öğrenciler olarak okullarımızı okumaya devam ederken bir yandan da çalışmak zorunda kalabiliyoruz. Bu da koca bir neslin erken işçileşmesine sebep oluyor. Ayrıca bulabildiğimiz işler de genelde okuduğumuz bölümle alakalı değil daha çok kafe bar gibi işletmelerde uzun saatler düşük ücretlere çalıştırılmak şeklinde oluyor. Bununla birlikte okurken çalışmak da oldukça zor. Hem çalışıp hem oldukça yoğun olan ders programlarımızı aksatmamak ve dersleri verebilmek neredeyse imkansız. Bu sebeple birçok öğrenci okulu bırakmak ya da belirli bir süreliğine okulu dondurup para kazanmak durumunda kalabiliyor.
Benim eve çıkmama engel olan şeyler ilk adımda ev arkadaşı bulma süreci. Eve çıkabileceğim, güvendiğim, iyi anlaştığım yakın arkadaşlarımın aileleri İstanbul’da yaşıyor ve konut pahalılığından dolayı evleri okullarına çok uzak olsa bile eve çıkamıyorlar. Eve çıkmak için yeni birisiyle tanışmak da beni bir tık bu fikirden geri tutuyor.
Kiralık ev ilanlarına baktığımda ise oldukça yüksek fiyatlı ev ilanlarıyla karşılaşmamın yanı sıra paylaşımlı ev ilanlarına rastladım. Örneğin 5 bin lira civarında erkeklerin paylaştığı ilanlarda “sadece bayana kiralanacaktır” gibi güvensiz ifadelere yer verildiğini gördüm.
Deprem korkusu
Bunların yanı sıra yıllardır büyük bir İstanbul depreminden ve ne kadar yıkıcı olacağından bahsediliyor. İstanbul’un hiçbir yeri deprem açısından güvenli olarak gösterilemiyor. Özellikle bitişik nizam yapılanmaya sahip olan yerlerde binanın sağlam olması benim için bir şey ifade etmiyor. Çünkü yaşadığım bina sağlam olsa bile deprem sonrasında dışarı çıktığımda kesinlikle güvende olabileceğimi hissetmiyorum. Böyle yerlerde bile kiralar oldukça yüksekken biraz daha güvenli bir yerde (binalar arasında boş alanların olduğu ve kısmen kendinize güvenli alan yaratabileceğiniz muhitlerde) bu kiralar belki iki üç katına çıkabiliyor.
Yani şu durumda barınmayla ilgili deprem korkusu, fahiş kira fiyatları, güvenli alan yaratabilme gibi unsurlarla iyice büyük bir çıkmaza sürüklendiğimizi hissediyorum. Bazı öğrenciler nispeten yaşamlarını daha uygun fiyatlarla sürdürebilecekleri şehirlere giderek eğitim hayatlarına devam etmeye çalışmayı tercih edebiliyorlar. Bazıları her şeyi bırakıp ailelerinin yanına dönmeyi düşünebiliyorlar. Özellikle düşük gelirli ailelerin çocukları okullardan, eğitimden uzaklaşmak zorunda kalabiliyorlar.
Benim için üniversite hayatımın bana katacağını düşündüm en önemli unsur üniversite sonrası hayatıma bir hazırlık aşaması olmasıydı. Ancak güncel durumda kendi hayatımı kurabilmek, kendi ayaklarım üzerinde durabilmek yalnızca bir hayal olarak kalacakmış gibi geliyor. Mezun olduktan sonra iş bulma zorluğu yaşayacağımı ve düşük ücretlere çalışacağımı bilmek yeni mezun bir genç kadın olarak ailemle yaşamak zorunda kalacağımı ve kendi ayaklarım üzerinde durmaya başlamak için yıllarımı vereceğimi düşündürüyor.