Barınma Hakkı

İTÜ Yurtlarında Yaşamak

Öğrenci sorunları için yine öğrenci çözümlerini dinlemeleri lazım, ihtiyaçlarımızı minimum standartta dile getirdiğimizi düşünsem de galiba üniversite yönetimi için “çok” şey istiyoruz. 

Merhaba, ben 2022 senesinde İstanbul Teknik Üniversitesi’ni (İTÜ) kazanmış ve kız yurtlarının birinde bir sene geçiren bir öğrenciyim. Çoğu öğrenci gibi iki seçeneğim vardı; KYK’da ya da okulun yurtlarında kalmaya hak kazanmak. 

İlk yurt deneyimim olduğu için karşılaştığım şeyler beni hangi şartlarda yaşamak zorunda bırakıldığımızı sorgulattı. Daha uzun süre kalan yaşı büyük öğrenci arkadaşlarıma danıştığım zaman çoğunun, sorun diye nitelendirdiğim şeyleri normal karşıladığını veya bir çözümü olmadığını düşündüğünü fark ettim. Fakat ben üniversite öğrencilerinin her alanda değersiz hissettirilmesinin üstüne bunların da bir çözümü olmadığına inanmak istemiyorum. Yazdıklarımla İTÜ öğrencilerinin sesini duyurmayı ümit ediyorum. Belli başlıklar altında yaşadığım ve duyduğum İTÜ kız öğrenci yurtları sorunlarından bahsedeceğim.

Hijyen sorunu

İlk olarak en temelden, hijyenden başlayacağım. Az sayıda olmak üzere bazı öğrenciler vakit ayırıp kendi odalarını temizleme kararı alıyor bunun sebebi de yapılan temizliğin üstünkörü, kirli alet ve sularla yapılması. Ayakkabıyla gezilen koridorun silindiği suyla odamız üstünkörü “temizleniyor” ve bu çamur odadan odaya sürükleniyor. Hatta kendi odamda ne oda arkadaşlarımın ne de kendimin kullandığı, muhtemelen diğer odalardan çöp toplanırken sürüklenmiş kullanılmış günlük pede rastladım. 

Kat mutfağı sistemi kullanıyor çoğu yurt, mutfakta ise bulaşık çöpü diye adlandırdığım bir kutu var. Olur da bulaşığınızı kurutacak yer bulamayıp tezgaha koyarsanız onu haftalardır yıkanmamış, sahibi ortada olmayan tencere tabak vs. bulunan kutunun içerisinde bulabilirsiniz. 

Öğrencilerin de sebep olduğu sorunlardan bahsedersem eğer, birlikte yaşamaya uyum sağlayamamış öğrenciler banyoda, odada ve mutfakta temizlik sorunu ortaya çıkarıyorlar. Yurda gelen öğrenciler için uyum ve eğitim süreci gerekli olduğunu ve yurdun kurallarının öğrencilere gerekli şekilde aktarılmadığını hatta yurt yönetiminin bunları kişisel bir problem olarak görüp umursamadığını söyleyebilirim. Pencereler ise sineklik takılmasına elverişsiz olduğu için yazın sivrisinek sorunu yüzünden odayı havalandırmakta zorluk çekiyoruz. Tabiri caizse üst üste kaldığımız odalarda kendimizi hasta oda arkadaşlarımızdan koruyamıyoruz.

2022 öncesinde yurdun iki kişilik olduğunu ve kontenjanı arttırmak için iki kişilik odaya üçüncü bir yatak koyulduğunu biliyorum. Böylelikle kişisel alan sadece kendi eşyalarınla sınırlı kalmış oluyor. Yurdun mimarisi yüzünden zemin katta odalar daha da küçük ve bodrum katında ise pencere yok. Okula yeni gelmişsen hangi şartta yaşayacağın tamamen şansa bağlı. Mutfaklarda eşyalar için yeterli alan yok, bu sebeple öğrenciler eşyaları için mutfağın içerisindeki uzun masayı kullanıyor ve çoğu zaman yemek yiyeceğimiz tek kişilik bile boş yer kalmıyor.

Yurdun yönetiminin çözemediği bir sorun da güvenlik meselesi. Bahsettiğim birlikte yaşamaya uyum sağlayamayan öğrenciler ortak alanlarda diğer öğrencilerinin eşyalarını bazen kullanıp bırakıyor bazen de temelli sahiplenmeye karar veriyor. Yeterli alan olmadığı için mutfak, çamaşır odası gibi yerlerde eşyalarımızı bırakırken iki kere düşünmek zorunda kalıyoruz. 

Kız ve erkek yurtları arasındaki eşitsizlik

Her yurdun ortak bir giriş-çıkış saati vardır. Fakat anlayamadığım bir eşitsizlik var, erkek yurtlarının esnekliğinin kız öğrencilere tanınmaması. Hepimiz reşit İTÜ öğrencileriyiz fakat erkek öğrenciler için yurttan atılmaya kadar götürebilecek bir konuda esneklik tanınıyor.

İTÜ’de öğrenciler çoğu konuda bilgi alamadığı gibi yurtlar konusunda da mağduriyet yaşıyor. 2022-2023 dönemi içerisinde bir kız öğrenci yurdu apar topar depreme dayanıksız diye boşaltılıp KYK’ye oradan da boş yurtlara dağıtıldığında ya da yaşadığımız depremden sonra kendi yurtlarımızın depreme dayanıklı olup olmadığı hakkında kesin bir bilgiye ulaşamadığımızda bunu gayet net bir şekilde gördük. İTÜ öğrencileri kulaktan dolma olmayan kesin bilgiyi hak ediyor.

Ben bir hayvanseverim çoğu öğrenci gibi okulun sınırları içerisinde yaşayan hepimizin himayesindeki hayvanlara saygı ve sevgi besliyorum. Ama yurt bölgelerinde sürüleşen köpekler öğrencilere zorluk çıkarıyor ve ısırma, kovalanma vakalarına sıkça rastlıyoruz. Korku sebebiyle çoğu zaman ring durağına kadar bana eşlik edecek birini buluyorum ya da beklemek zorunda kalıyorum. Bu durumun erkek yurdu bölgesinde daha problemli olduğunu hepimiz biliyoruz. Gelen motorlu kuryelerin ise zorlandığını görüyoruz. Bunun çözümü için hayvansever öğrenci kulüpleri ellerinden geleni yapsa da bu konuya üniversite yönetiminin el atması, beraber yaşayabilmemiz için köpeklere bir yaşam alanı kurulması en azından kulüplerimize bu imkanı vermesi lazım. Aksi takdirde sayısı çoğalan ve hastalık taşıyıp taşımadığını bilmediğimiz dostlarımızla aramızdaki bu korku ve geçimsizlik artarak devam edecek.

Daha yüzde 50 kontenjan artırımına rağmen yurda gelen yüzde 50’nin üstünde zamdan, Gümüşsuyu’ndaki ortak, hem kız hem erkek öğrencilerin yararlandığı yurdun sadece erkek yurduna çevrilmesinden, kalacak yeri olmayıp nöbetçi yurda kabul edilmeyen (sokağa atılan) öğrencilerden bahsetmedim bile. Öğrenci sorunları için yine öğrenci çözümlerini dinlemeleri lazım, ihtiyaçlarımızı minimum standartta dile getirdiğimizi düşünsem de galiba üniversite yönetimi için “çok” şey istiyoruz. 


Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Back to top button