Eğitim HakkıTürkçe

2024 Reçetesi: Üniversiteyi Kazanıp Okuyamayan Gençler

*Pınar Söğüt

Son beş yılda toplam 324 bin 821 öğrenci eğitimine ara vermiş. Bu sadece bir istatistik gibi görünebilir ama aslında her sayı arkasında farklı hikayeler barındırıyor.

Üniversiteyi kazanıp okuyamayan ya da eğitimini dondurmak zorunda kalan öğrencilerin sayısı her geçen yıl artıyor. Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Strateji Geliştirme Dairesi Başkanlığı’nın açıkladığı verilere göre, son beş yılda toplam 324 bin 821 öğrenci eğitimine ara vermiş. Bu sadece bir istatistik gibi görünebilir ama aslında her sayı arkasında farklı hikayeler barındırıyor.

Eğitimini donduranların artışı

Öncelikle sayısal veri olarak yıllara göre öğrenciliklerini donduranların sayısını vermek isterim, ki bu verilere  2024 yılında bir yükseköğretim programına yerleşip ancak kayıt yaptıramayan öğrenciler dahil değil. Çünkü bunun verisine ulaşılamıyor. :

  • 2019: 45 bin 382 öğrenci
  • 2020: 47 bin 302 öğrenci
  • 2021: 37 bin 565 öğrenci
  • 2022: 63 bin 612 öğrenci
  • 2023: 74 bin 851 öğrenci
  • 2024: 56 bin 107 öğrenci

Bu sayılar sadece birer veri değil; ekonomik krizlerden, barınma sorunlarından ve psikolojik baskılardan etkilenen gençlerin birer yansıması. Diplomanın değersizleşmesi, gençlerin yaşam savaşı vermesi ve ailelerin “çocuk okutacak” durumdan çıkarılması bu tablonun en önemli etkenleri. 

Kazanıp kayıt yaptıramayanlar

2024 yılında bir yükseköğretim programına yerleşip kayıt yaptıramayan öğrenci sayısı açıklanmadı, ancak şehir dışında üniversite kazanan 1 milyon 180 bin 192 öğrenci olduğu belirtildi. Şehir dışında kazanan arkadaşlarımın çoğu, barınma ve maddi zorluklar yüzünden üniversiteye başlayamıyor, veya bir süre sonra kaydını donduruyor. Özellikle yurt kapasitesinin sınırlı olması ve kiraların çok yüksek olması, onların eğitim hayallerini yarıda bırakmalarına sebep oluyor.

Eğitimi yarıda bırakmanın nedenleri

Yaptığım gözlemler ve konuşmalarım sonucunda, eğitimini yarıda bırakmanın nedenlerini şu şekilde özetleyebilirim:

  1. Ekonomik zorluklar: Artan hayat pahalılığı, yetersiz burs ve kredi imkanları nedeniyle aileler, çocuklarını desteklemekte zorlanıyor.
  2. Barınma sorunları: Özellikle büyük şehirlerde, yurt sayısının azlığı ve kiraların yüksekliği en büyük problemlerden biri.
  3. Psikolojik ve sosyal baskılar: Üniversite hayatına adapte olamayan, gelecek kaygısı yaşayan birçok arkadaşım var. Bu baskılar, okulu bırakma kararı almalarına yol açabiliyor.
  4. Akademik destek eksikliği: Üniversitelerde, öğrencilere rehberlik edecek akademik ve sosyal destek sistemlerinin yeterli olmaması da göz ardı edilen önemli bir sorun.

Sonuçlar ve toplumsal etkiler

Bu durumun etkileri yalnızca bireysel değil, toplumsal düzeyde de kendini gösteriyor. Eğitimini yarıda bırakmak zorunda kalan sıra arkadaşlarımız, hayallerinden vazgeçerken, bu durum toplum olarak insan kaynağımızı da zayıflatıyor. İşsizlik oranlarının artması ve sosyoekonomik eşitsizliklerin derinleşmesi gibi sorunlar, bu gençlerin yaşadığı sıkıntıların toplumsal yansımaları oluyor.

Bir öğrenci olarak, eğitim hakkının herkes için eşit şekilde erişilebilir olması gerektiğine inanıyorum. Üniversiteyi kazanıp okuyamayan ya da yarıda bırakmak zorunda kalan gençlerin yaşadığı sorunlar, yalnızca onların değil hepimizin sorunu. Bu engelleri aşabilmek için hem bireysel hem de toplumsal düzeyde daha fazla çaba göstermeliyiz. Eğitim hayallerimizin yarım kalmadığı bir gelecek umuduyla…

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Back to top button