Türkçe

“KYK Zammı Enflasyonla Birlikte Eridi”

KYK burs ve kredilerindeki artış öğrencilerin yaşamını etkiledi mi? 

Kredi ve Yurtlar Kurumu (KYK) burs ve kredileri 2025 yılıyla yapılan %50’lik zamla birlikte 2000 TL’den 3000 TL’ye yükseldi. 

Bu artışın, İstanbul Üniversitesi’nde kampüs yaşamına ve öğrencilerin hayatına etkilerini anlamak için Fen- Edebiyat Fakültesi öğrencilerinden Gözde ve Ebrar’la konuştuk. Öğrencilerin ortak deneyimi, bu artışın ekonomik koşullar karşısında eridiği şeklinde. 

“Borcu olmadan yaşayan çok az öğrenciye rastlıyorum”

⁠KYK bursu, kredisi üniversite yaşamı için yeterli geliyor mu? Bunun yanında ek bir gelirin var mı? Bursunu nelere harcıyorsun? 

Gözde: KYK bursu, özellikle İstanbul gibi bir şehirde öğrenci yaşamı için yetersiz kalıyor. Şu an yurtta kalıyorum. Yurda ayırdığım ücret KYK’nın çoğunu yiyor zaten. Öğrenci evleri artık çoğunlukla tarih oldu; çoğumuzun kendi evine çıkma şansı yok. KYK yurtları ise ne fiziksel ne de psikolojik olarak huzurlu bir ortam sunuyor. Ulaşım içinse abonman kullanıyorum ama ona da zam geldi. Telefon faturası da var, KYK yurtlarının yetersiz interneti dolayısıyla bir de ek paket almak zorunda kalıyorum. “

Ebrar: Barınma için yurt ücretine 855 TL gidiyor. Bursun yetersizliğinden dolayı bir dönem çalışmayı denedim, ama bölüm ve çalışma hayatını bir arada yürütmek çok zor oldu. Derslerde uyumak ve sonrasında işe gitmek bir seçenek değil, bir zorunluluk haline geldi. Üniversiteye iyi bir meslek sahibi olma umuduyla başlarken, şu an hayatta kalmak için çalışmak zorunda olmak, üniversitede olmanın sırtımda bir yük gibi hissettirmesine neden oluyor.

KYK burs/kredi zammı kampüs yaşamına sizce nasıl yansıdı? Okuldaki yemekhane zamları, kantin fiyatları ile ilişkisini görüyor musunuz? 

Ebrar: Kampüs içinde vakit geçirirken en temel şeylerden biri yemek yemek. Ancak yemekhaneye gelen zamlarla birlikte, niteliksiz yemekleri yemek tek seçenek haline geliyor. Kampüs çevresinde yemek yemek ise zaten bir lüks. Kantinlerde ise ürünlere zam geldi. Özellikle sınav dönemlerinde ders materyallerine ulaşım da en zorlayıcı olanlardan. Kitaplar yerine sınavda çıkacak konuların pdf çıktılarını almayı daha karlı buluyoruz. Bilgiye erişimi bile en asgari düzeyde sağlamak zorunda kalıyoruz resmen. En temel ihtiyaçlarımızın hesabını bu kadar zorlayıcı olması, maddi koşulların bu kadar zor olduğu bir ortamda kaygı, yaşamımızın bir parçası haline geliyor. Günlük hayatımızın maddi planlaması, bize ölmeyecek kadar yaşamanın hesabını yapmaktan başka bir şey bırakmıyor.

“Burs yetersizse ve ailemden de her seferinde maddi yardım alamayınca, çevreden borç almak zorunda kalıyorsunuz. Borcu olmadan yaşayan çok az öğrenciye rastlıyorum. Durum böyle olunca banka kredi kartları da temel ihtiyaçlarımızı nispeten karşılayacak bir ‘gelir’ kapısı gibi görünüyor. Kredi kartları arasında para aktarımı, bankalara kredi başvuruları yaptığım bir dönemden geçiyorum. Mezun olduktan sonra birikecek borçları, KYK kredisini ve diğer giderleri düşünmek çok zorlayıcı.”

Gözde: Ped ve tampon gibi zorunlu hijyen ürünleri bile bütçemizi zorluyor. Bu konuda devletten herhangi bir yardım alamadığımız gibi, dayanışma kurmaya çalıştığımızda da kampüste engellerle karşılaşıyoruz. İhtiyacı olan kullansın diye okul tuvaletlerine bıraktığımız pedler, rektörlük tarafından kaldırıldı. Ancak bu olayın hemen ardından kantinde ped satılmaya başlandı. Bu, okulların bir eğitim yuvasından çok ticaret merkezi gibi görüldüğünün küçük bir örneğiydi.

“Okulda sonra bir mekanda oturabilmek lüks”

Sosyalleştiğin alanlara vakit ve bütçe ayırabiliyor musun? KYK zammındaki artış buralara nasıl bir etkide bulundu? Bir değişiklik olduğunu düşünüyor musunuz? 

Gözde: Okuldan sonra bir mekânda oturabilmek gibi basit etkinlikler bile lüks haline geldi.

Ebrar: Sosyalleşmek için çoğu zaman ücretsiz veya en uygun etkinliklerin peşinden gidiyoruz. Ancak KYK bursu, zaten temel masrafları karşılamadan bitiyor. Daha önceleri ayda bir arkadaşlarımızla sinemaya gitmeye ya da bir etkinlik planlamaya çalışıyorduk. Şu an, bir sinema bileti yerine bir kafede kahve içmeyi daha uygun buluyoruz çünkü artık hedefimiz eğlenmekten ziyade en azından bir arada kalabileceğimiz alanları bulmak gibi bir şey oldu. Seyahat etmek şöyle dursun başka bir ilçede bir etkinliğe katılmak için bile birkaç kere düşünür hale geldim. Kitap okumak çok sevdiğim bir şeyken, kitapları kütüphanelerden okudukça karşılamaya çalışıyorum.

Okulda sanat ve hobi kulüplerinin faaliyetlerinin azaltılması da bu durumu daha kötü hale getiriyor. Kampüs yaşamı bu hayat pahalılığında sığınak olmak yerine en derinden hissettiğimiz bir tablo sunuyor. Oysaki bir sinema salonunun olması çok zor olmasa gerek. Ortak alanlar bundan birkaç sene öncesine kadar daha kullanılabilirdi. Şu an ise 4’ten sonra kampüsteki alanlar, resmen öğrenciye git deniyor. Doğal olarak da üniversite alanı bizim için mesai, mesai sonrası ise yine bütçenin yetmediği ve hayatımızdan kıstığımız alanlara gidiyoruz. Tüm bu koşullar bizi hobilerimizden, etkinliklerden ve keşfedişlerden uzaklaştırıyor. Üniversiteye geçtiğimde kendi hayatımı kurabileceğim, kendimi geliştirmem keşfetmem için yeterli olanaklarım olur sanıyordum. KYK zammı enflasyonla birlikte eridi ve bizim olanaklarımız da onunla birlikte eriyor.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Back to top button