CİTÖBKadın

İstanbul Üniversitesinde CİTÖK Kurma Mücadelesi Sonuç Verdi

Pınar Öztürk

İstanbul Üniversitesinde öğrenci kulüplerinin mücadelesiyle kurulan Cinsel Tacizi Saldırıyı ve Ayrımcılığı Önleme Kurulu’nun kurulmasındaki süreçte rol alan öğrenci ile konuştuk. 

İstanbul Üniversitesi’nde Cinsel Tacizi Saldırıyı ve Ayrımcılığı Önleme Kurulu (CİTÖK) kuruldu. CİTÖĶ, Kadın Hakları Kulübü’ne bağlı Kadın Çalışmaları Komisyonu’nun başlattığı ve birçok okul kulübünün dahil olduğu mücadele sonucu kuruldu. CİTÖK’ün kurulmasındaki amaç İstanbul Üniversitesinde her türlü cinsel tacizden, cinsel saldırıdan ve ayrımcılıktan arınmış bir akademik araştırma, eğitim ve çalışma ortamının yaratılmasına yönelik ilkeleri belirlemek ve düzenlemekti. 

Kadın Çalışmaları Komisyonu kurulu üyesi ve İstanbul Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler öğrencisi Lisan Alayoğlu, CİTÖK’ün ne olduğu, nasıl ortaya çıktığı ve sürecin nasıl işleyeceğine dair detayları Unises ile paylaştı. 

CİTÖK nedir?

Kurul, Rektör tarafından görevlendirilen, en az birer üyesinin Hukuk Fakültesi, Kadın Çalışmaları ve Uygulama Merkezi, Tıp Fakültesinin ilgili birimi, Edebiyat Fakültesi Psikoloji bölümü, Siyasal Bilgiler Fakültesi, İktisat Fakültesi ve idari personel olmak üzere dokuz üyeden oluşuyor. Kurulda kadın sayısının erkek sayısından az olmama koşulu var.  

Başvuru formunu dolduran kişinin kurul tarafından formu inceleniyor ve dönüş yapılıyor. Süreç başvuranın beyanının esası ilkesine dayanıyor ve başvuranın ihtiyaçları doğrultusunda ilerliyor. Süreçte gizlilik ilkesine özen gösterilerek başvuran kişinin ve şikayet edilen kişinin özel hayatlarının gizliliğine uygun davranılması gözetiliyor. Süreç sonunda disiplin cezası veya diğer hukuksal başvuru yollarına gidilebiliyor.

CİTÖK fikri nasıl ortaya çıktı?

Lisan Alayoğlu, Kurul fikrinin nasıl ortaya çıktığı sorusunu “Aslında hep aklımızda olan bir fikirdi” diye yanıtladı. 2022-2023 eğitim yılı Kasım ayında İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi akademisyenlerinden Bülent Arı’nın adının taciz haberlerine karışmasıyla daha fazla kayıtsız kalamadıklarını ve Kurul için harekete geçtiklerini söyledi. 

“Bu haberler ne ilk ne de son maalesef ve buraya dair bir şey yapmamız lazımdı. Üniversitede ‘Güvenli Kampüs’ oluşturmada bize yardımcı olacak bir mekanizmaya ihtiyacımız vardı ve biz de bunun için adım attık.”

Mücadele nasıl başladı? 

Alayoğlu, Kadın Çalışmaları Komisyonu sosyal medya hesaplarından tüm İstanbul Üniversitesi kulüplerine, İstanbul Üniversitesi’nde CİTÖK’e neden ihtiyaç duyulduğunu anlatan ve kulüpleri birleşmeye çağıran bir bildiride bulunduklarını aktardı.

“Bildiriden sonra iletişimimiz olan bütün kulüp başkanlarıyla iletişime geçtik, tüm kulüplere mailler attık ve hassasiyeti olanlardan dönüşler aldık.”      

Başta 25 kulüp olarak başlanan mücadelede sayının katlanarak arttığını söyleyen Alayoğlu kulüplerle CİTÖK taleplerini anlatan ortak bir bildiri yayınladıklarını ve bu süreçte öğrenci kulüplerinin ulaşabildiği her öğrenciye ulaştığını, her yeni gelişme olduğunda gece gündüz demeden organize olup toplantılar yapıldığını belirtti. Alayoğlu öğrenci dayanışmasının öneminin de altını çizdi. Dayanışmanın hocalardan destek almada çok işe yaradığını belirtti. 

Dekanlarla da görüştüklerini söyleyen Alayoğlu “Dekanlarımız bizi dinlediler, öğrencilerin kararlılığını gördüler ve taleplerimizin neler olduğuna dair fikirleri oldu. Ayrıca ileride karşılarına CİTÖK’le ilgili bir yönerge çıktığında nasıl refleks göstereceklerine dair de fikirleri oldu. Biz de bunu istiyorduk, senatoda bu yönergeye dair bir şey çıktığında hızlıca kabul edilmesini talep ettiğimizi belirttik” dedi.

Alayoğlu, Eğitim-Sen’in konuyla ilgili etkinliklerine katıldıklarını, CİTÖK’ün bulunduğu üniversitelerde nasıl işlediğiyle ilgili incelemeler yaptıklarını belirtti. Dilekçe kampanyası düzenlediklerini ve üç günde 500 dilekçe topladıklarını söyleyen Alayoğlu “Bunların etkileriyle İstanbul Üniversitesi Kadın Araştırmaları ve Uygulama Merkezi birimi bizimle iletişime geçti. Merkezin müdürü Doç. Dr. Mehtap Demir Güven’in yardımları ve yönlendirmeleriyle artık bir yönerge hazırlamaya başladık” dedi. Sürecin bütün kulüplerce birlikte işlediği ve herkesin fikrinin alındığı oldukça şeffaf bir süreç olduğuna da dikkat çekti.

*Kulüplerce yayınlanan ortak CİTÖK bildirisi

 Yönerge nasıl hazırlandı?

Alayoğlu, CİTÖK’ün halihazırda bulunduğu okullardaki yönergelerin özetinin çıkarıldığı; her bir maddenin kapsayıcı, kimseyi dışlamayan maddeler olmasına özen gösterildiği ve hem yönergede gizlilik ilkesine hem de başvuranın beyanının esası ilkesine karşı oldukça hassas olduklarını belirtti. Yönergeyi hazırlarken kulüplere son derece yardımcı olan Doç. Dr. Gizem Bilgin Aytaç, Dr. Öğr. Üyesi Özgün Akduran Erol, Doç. Dr. Nil Karabağ’a da yardımları için teşekkür etti. 

“Yönergede ayrıca ısrarlı takip, taciz (açık taciz/kapalı taciz), rıza kavramlarını açıkladık. Bunların altını çizdik çünkü birinin taciz olarak gördüğü şeyi bir başkası taciz olarak görmüyor bu yüzden sürecin şeffaf işlemesi, her şeyin açık olması için elimizden geleni yapmaya çalıştık.” 

Yönerge özeti hazırlayan kulüpler, özeti Kadın Çalışmaları ve Uygulama Merkezi’ne sundu ve asıl yönergeyi öğrencilerin talepleri dahilinde Merkez hazırladı. Yönerge, senatodan geçen en hızlı yönergelerden biri oldu. Yönerge senatodan geçmesine rağmen okuldaki rektör değişimi ve beraberinde gelen bürokratik değişimler süreci yavaşlatmış olsa da bütün bunlara rağmen CİTÖK fikrinden asla vazgeçmediklerini ve sürecin peşini bırakmadıklarını söyleyen Alayoğlu, kararlılıklarının başarıya ulaşmadaki önemini vurguladı.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Back to top button