*Pelin Turan
Ekonomik koşulların, bir temel bilim bölümünde okuyan bir öğrenciyi nasıl etkilediğini Boğaziçi Üniversitesi’nde moleküler biyoloji ve genetik bölümünde okuyan Poyraz Erdem ile konuştuk.
2024 henüz bitmeden yeni dönemin KYK burs/kredi miktarı açıklandı. Bu vesileyle öğrencilerin sohbet gündemleri arasına ülkenin ekonomik koşulları ve kendi geçim yolları daha sık ilave edilir oldu. Bir yandan okuyan bir yandan ek işlerde çalışmak veya staj yapmak durumunda kalan öğrenciler için bu yeni dönem, ülkenin ekonomik durumunun kampüs içinde ve dışındaki yansımalarının daha derinden tartışılacağı bir dönem olacak gibi duruyor.
Ekonomik koşulların, bir temel bilim bölümünde okuyan bir öğrenciyi nasıl etkilediğini Boğaziçi Üniversitesi’nde moleküler biyoloji ve genetik bölümünde okuyan Poyraz Erdem ile konuştuk.
Boğaziçi Üniversitesi’nde okuyan bir moleküler biyoloji ve genetik öğrencisi olarak dönem içinde nasıl geçiniyorsun?
Poyraz Erdem: Üst dönemlerimden duyduğum kadarıyla eskiden alım gücü çok daha yüksek olan, temel bilim öğrencilerine verilen TÜBİTAK bursunu ben de alıyorum ve bu benim aylık bütçemin önemli bir kısmını oluşturuyor. Ailemden aldığım harçlıklar ve KYK kredisi de nispeten koşulları rahatlatabiliyor ancak İstanbul, yaşamın çok pahalı olduğu bir şehir, kiralar yüksek. Bu nedenle bahsettiğim kaynaklara ek olarak özel ders vermek zorunda da kalıyorum.
Pratik deneyim kazanılması gereken, bir laboratuvarda çalışma koşulu olan bir bölümde okuyorsun. Bölümde zorunlu stajınız var mı veya staj yapmayı düşünüyor musun? Stajı da ek gelir kaynağı olarak kullanabiliyor musun?
Erdem: Bizim bölümümüzde mezun olmak için zorunlu staj yapmamız gerekmiyor ancak tecrübe kazanmak adına bir araştırma laboratuvarında stajyer olarak çalışmak çok önemli. Ben de ileride akademide kalmak çok istiyorum ve bundan dolayı bir araştırma laboratuvarında staj yapmam benim için çok değerli. Daha önceden düzensiz katılım sağladığım deneyimlerim oldu ama özellikle üniversitelere bağlı araştırma laboratuvarlarında stajyerler ücretlendirilmedikleri için benim için sürdürülebilir olmuyor. Ücretli stajın bölümümüzde çok yaygın olmamasının sebebi ilk olarak araştırma laboratuvarlarına ayrılan bütçenin düşük oluşu ve stajyerlere maaş verilebilecek bir paranın olmaması denebilir, ancak bu durumun vakıf üniversitelerinde de görülüyor olması sebebi bütçe yetersizliği ile açıklamayı yetersiz kılıyor. Stajları, kariyer basamaklarında öğrenciyi bir adım yukarıya taşıyan üstün deneyimler olarak lanse eden söylemler ve peri masalları ile öğrencileri bu çalışma koşullarına bir şekilde tahammül ettiriyorlar.
Peki bahsettiğin bu akademik yükün yanında sosyal ve kültürel aktivitelere ne kadar zaman ayırabiliyorsun?
Erdem: Sosyal aktivitenin en basit hali olarak kampüs ve çevresinde arkadaşlarımla buluşup konuşabiliyorum. Ancak kampüs gibi organik olarak bulunmadığımız, İstanbul’un farklı yerlerinde buluşmak adına plan yaptığımızda çoğu zaman programlarımız uyuşmuyor ve iptal etmek zorunda kalıyoruz. Arkadaşlarım da ben de farklı işlerde çalışıyoruz ve bir yandan derslerimize de çalışmakta da gayret ediyoruz. Çoğu buluşmalarımız da bu yüzden ders çalışma odaklı geçiyor.
Sinema, tiyatro, konser, vb. biletlerinin belediye desteğiyle öğrencilere ulaşabilir fiyatlara satıldığının hatta ücretsiz verildiğinin farkındayım. Ancak istediğim gösterim için çalışmadığım akşamlara denk gelen seansı denkleştirmenin zorluğu, toplu taşıma zamanını da hesaba katarak nadir olan boş akşamlarımdan birini nasıl geçirmek istediğime dair iç hesaplaşmalar beni dışarı çıkıp bir aktiviteye katılmaktan uzaklaştırıyor. Boş bir akşamımı evde tek başıma geçirip istediğim filmi internetten izlemek çoğunlukla rahatıma geliyor.