Ekin Bal
Haberin İngilizce / Kürtçe versiyonları için tıklayınız.
Kuruluşundan bu yana öğrencilerin akademik sorunlarından günlük ihtiyaçlarına kadar her türlü konuda çözüm odaklı çalışmalar yürüten ÖTK’ler, YÖK eliyle askıya alındı.
2022 Türkiye’sinde üniversite öğrencilerinin bir araya gelebildiği, tartışabildiği ve kendini ifade edebildiği alanların gittikçe daraltıldığı bir durum ile karşı karşıyayız. Öğrenci topluluklarının etkinlikleri engelleniyor, sesini çıkarmaya çalışan öğrencilere soruşturma açılıyor, protestolara katılan öğrencilerin bursları kesiliyor, hatta ve hatta ODTÜ senatosuna protestolara katılan öğrencilerin yurttan atılmasına yönelik bir düzenleme teklifi bile gelebiliyor. Tüm bunların karşısında öğrencilerin bir araya gelme ihtiyacı her geçen gün artıyor.
Öğrencilerin bir araya gelebildiği, karar alma süreçlerine dahil olabildiği, en ufak sorununa karşı bile tepki gösterebildiği bir oluşum olan Öğrenci Temsilcileri Konseyi (ÖTK) seçimleri, 2018-2019 döneminde “mevzuat değişikliği yapılacağı” gerekçesiyle YÖK tarafından süresiz olarak askıya alındı. Peki ÖTK’lar nasıl ortaya çıktı, ODTÜ öğrencilerinin bu konudaki deneyimleri ve günümüzdeki ÖTK’lerin durumu nedir?
Bu yazıyı tam da böyle bir dönemde Öğrenci Temsilcileri Konseyi (ÖTK)’nin ne olduğu, nasıl ortaya çıktığı, ODTÜ öğrencilerinin bu konudaki deneyimleri ve günümüzdeki ÖTK’lerin durumunu incelemek amacıyla kaleme alıyorum.
ÖTK nedir?
Öğrencilerin en ufak sorunundan, en ufak talebinden başlayarak ortak bir mücadele hattını birlikte örebildiği, herkesin taleplerinin alana yansıdığı, çözüm odaklı bir oluşum olan ÖTK’ler, demokratik bir ortamda seçiliyor. Sürekli denetlenen ÖTK’lerde her öğrenci, öğrenci olmasından kaynaklı bu oluşumun doğal bir üyesi sayılıyor.
ÖTK’lerin ortaya çıkışı?
İlk olarak ODTÜ’de kurulan ÖTK’ler, her ne kadar “verilmiş bir hak” olarak lanse edilmeye çalışılsa da aslında, Nisan 1975’te başlayıp 6 ay süren boykotun bir kazanımı sonucu ortaya çıktı
. Kurulduğunda resmi bir oluşum olmayan ÖTK’ler, 1978 yılına gelindiğinde ODTÜ mütevelli heyeti tarafından tanındı. ODTÜ öğrencilerini temsil eden en yetkili kuruluş olduğu kabulüyle mütevelli heyeti tarafından tanınan ÖTK’nin, tüm ODTÜ öğrencilerinin her türlü sorunuyla ilgileneceği ifade edilmişti.
ÖTK’nin temelini oluşturan yürütme kurulu, tüm üniversite öğrencileri tarafından seçilen dokuz öğrenciden oluşuyordu. Bölümlerden bölüm temsilcileri yine o bölümün öğrencileri tarafından seçiliyor, aynı zamanda her bir yurt için yurt temsilcisi ve tüm ODTÜ yurtlarını temsil etmek üzere bir yurtlar temsilcisi bulunuyordu.
Yani uzun lafın kısası, ODTÜ-ÖTK öğrencilerin akademik sorunlarından günlük ihtiyaçlarına kadar her türlü konuda alınacak tüm aksiyonlarda tüm ODTÜ öğrencilerinin görüşlerinin buraya yansımasını ve karar alma süreçlerinde yer alabilmelerini sağladı.
ODTÜ öğrencilerinin son yıllardaki deneyimleri
Üniversitelerde demokrasiye dair ne varsa ortadan kaldırılmaya çalışıldığı son yıllarda, tabii ÖTK’ler de bundan nasibini aldı. Yukarıda bahsedilen bölüm temsilciliklerinin içi boşaltıldı, yurt temsilcilikleri ise uzun süredir bulunmuyor. Yapılan ÖTK seçimleri adeta bir kariyer yarışına döndürüldü, öğrencilerin denetim mekanizmaları elinden alındı. Tüm bunlara karşın 2015-2016 ve 2017-2018 dönemi ODTÜ Hazırlık ÖTK deneyimi, ÖTK’nin içinde bulunduğu hali aşmaya yönelik deneyimler olarak önem taşıyor.
Ufak bir tablosu çizilen ÖTK’lere daha yakından bakmak için çeşitli örnekler verilebilir. Örneğin 2015-2016 dönemi ODTÜ Hazırlık ÖTK hem ODTÜ’de kur geçme ortalamalarındaki değişikliğin geç duyurulmasına ilişkin bir çalışma yürütürken hem de Güvenpark’ta patlayan bombalar sebebiyle hayatını kaybeden Ozan Can Akkuş ve Berkay Baş’ı anmak ve “Savaş Değil Barış İstiyoruz!” demek için bir boykot düzenlemişti. Yani öğrenciler en ufak sorunlardan sıra arkadaşlarının katledilmesine kadar her türlü konuda bir arada durabilecekleri bir yapıya sahiplerdi.
2017-2018 dönemi Hazırlık ÖTK’sinin ise bir farkı vardı. Kariyerist, çıkarcı, grupçu eğilimlerle ÖTK’nin işlevsizleştirilmeye çalışıldığı bir dönemde öğrenci temsilcilerinin kendi adaylarını belirleme sürecinden başlayarak bir demokrasinin inşa edildiği, ÖTK’nin bir başkan ve bir başkan yardımcısından ibaret görüldüğü bir ortamda tüm hazırlık öğrencilerini kapsama gayesiyle ortaya çıkılması bakımından bu fark göze çarpıyordu. Düzenli aralıklarla temsilciler toplantıları düzenleniyor, bu toplantılar tüm hazırlık öğrencilerine açık bir biçimde gerçekleştiriliyordu.
2018 yılında artık ekonomik krizin ayak seslerinin duyulmaya başladığı bir ortamda ODTÜ genelinde kantin üst limit fiyatlarının belirleneceği kantin fiyat belirleme komisyonu toplanacaktı. ODTÜ Hazırlık ÖTK ise sınıf sınıf, kat kat, blok blok bu meseleyi tartışmakta ve nasıl bir birliktelik örülebileceğine dair kafa yormaktaydı. Kantin fiyat belirleme komisyonu toplantılarında hem yönetimin hem de kantin işletmelerinin tavrı zam yapılmasından yanaydı ve toplantılar ÖTK’nin şerh düşmesi ile sonuçlandı. Hemen ardından zamlara karşı “Zamlar Kalksın Kalite Artsın” sloganı ile ODTÜ hazırlıkta kantin boykotu örgütlendi. Alternatif bir kantin oluşturan öğrenciler, daha bir gün dolmadan yüzde 100 kazanım elde ederek boykotu sonlandırdı. Öğrenciler yalnızca zamları geri çektirmekle kalmadı, kantinleri denetleme hakkı da kazandı.
Günümüzde ÖTK’lerin durumu
2018-2019 döneminde YÖK “mevzuat değişikliği yapılacağı” sebebiyle ÖTK seçimlerinin süresiz olarak askıya alındığını duyurdu. ÖTK’lerin askıya alınmasına karşın ODTÜ’de Biyolojik Bilimler bölümü ve Mimarlık Fakültesi’nde öğrenciler kendi öğrenci temsilcilerini seçti.
13 Haziran 2020’de Resmî Gazete’de bir ÖTK yönetmeliği yayınlandı. Bu yönetmeliğin içinde iki adet önemli madde bulunuyordu. İlki, öğrenci temsilcilerinin bulundukları fakülte, konservatuvar veya meslek yüksekokulunun en az ikinci sınıfa kayıtlı olmaları gerektiği. İkincisi ise öğrenci konseyi başkanının ilgili kurumdaki fakülte/yüksekokul/konservatuvarların alfabetik sıralamasına göre belirlenen birimin öğrenci temsilcisinin üstleneceği. Böylece 1. Sınıf ve hazırlık öğrencilerinin temsiliyet hakları ellerinden alınmış ve alfabetik sıra ile öğrencilerin temsilcilerini seçme hakkı kısıtlanmış oldu.
Yönetmelik pandemi sırasında yayınlandığı için uygulamasının nasıl olacağı net değildi. Ancak öğrenciler kampüslere döndüğünde tabiri caizse “işin aslı” ile karşılaştı. ODTÜ’de hala bir ÖTK seçimi yapılmaması, Hacettepe Üniversitesi’nde ÖTK seçimlerinin yapılmasına çok az bir süre kala öğrencilere bilgilendirme yapılması, Yıldız Teknik Üniversitesinde sosyal medya paylaşımı gerekçe gösterilerek istifa edilmesi istenen Biyomühendislik bölümü öğrenci temsilcisinin yönetim tarafından görevden alınmış olması bu düzenlemenin pratikteki uzantılarından yalnızca birkaçı.
Başta da ifade edildiği üzere ÖTK öğrencilerin bir araya gelebildiği, karar alma süreçlerine dahil olabildiği, en ufak sorununa karşı bile tepki gösterebildiği bir oluşumdur. Bugün bu oluşumlara olan ihtiyaç daha yakıcı hale gelmiştir. Bu sebeple üniversite öğrencilerinin üniversitesini, kampüsünü, akademik özgürlüğü, demokratik üniversiteyi savunurken ÖTK’lere yeniden işlev kazandırması yeni deneyimleri ortaya çıkarabilir.
*Temmuz 2022