Doruk Tunaoğlu
Haberin İngilizce / Kürtçe versiyonları için tıklayınız.
Boğaziçi direnişine destek veren öğrenciler burslarının kesilmesi ile karşı karşıya kaldı. Kesintileri, kesintilere karşı kurulan dayanışmayı ve dava süreçlerini öğrenciler ve avukatları anlattı.
Kredi ve Yurtlar Kurumu’ndan burs alan üniversite öğrencileri Mayıs 2021’den bu yana kesintilerle karşılaşıyor. Kurumun öğrencilere gönderdiği kesinti yazısına göre bursların kesilme sebebi “Anarşi ve terör olaylarına karışmak”. Öğrencilere göre ise kesintilerin sebebi “Boğaziçi direnişine destek vermek”. Burs kesinti süreçlerini, kesintilere karşı kurulan dayanışmayı ve hukuki süreçleri öğrenciler ve avukatlarıyla konuştuk.
Kesintiler Mayıs 2021’de başladı
Öğrenciler kesintilerden ilk olarak Mayıs 2021’de haberdar oldu. 2021 Ocak ayının başında Melih Bulu’nun Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör olarak atanmasından hemen sonra gözaltına alınan arkadaşlarından bazılarının burslarının kesildiğini öğrendiler.
Kredi ve Yurtlar Genel Müdürlüğü’nün gönderdiği yazıya göre bursların kesilme sebebi “anarşi ve terör olaylarına karışmak”, “öğrenim özgürlüğünü ihlal etmek” ve “direniş” gibi sebepler.
Öğrenciler kesintileri öğrendikten sonra dayanışma ağı kurabilmek için çalışmaya başladı. Haziran 2021’de Boğaziçi direnişi gerekçesiyle 30 öğrencinin bursu kesilmişken bu sayı Mayıs 2022 itibariyle 103 öğrenciye çıktı.
Burs kesintilerine karşı dayanışma
Boğaziçi Nöbeti’ndeki öğrenciler bursu kesilenlerin listesini oluştururken, Boğaziçi mezunlarından oluşan Boğaziçi Üniversitesi için Mezunlar Girişimi (BUIM) de bir bursçu havuzu oluşturmaya başladı.
Birlikte çalışan iki ekip, Boğaziçi öğrencisi olsun veya olmasın, Boğaziçi direnişine destek verdiği için bursu kesilen herkese burs sağlamayı amaç edindi. Öğrenciler ve mezunlar ellerindeki sınırlı kaynak yüzünden böyle bir sınır çekmek zorunda kaldı. Burs kesinti belgeleri teyit edilirken bursları Boğaziçi direnişinden başka sebepler yüzünden kesilen çeşitli öğrencilerin başvuruları reddedildi.
Bu dayanışma sonucu Temmuz 2021’de ilk burs ödemelerine 30 kişi ile başlanırken bu sayı zaman içinde 103’e dek yükseldi. 103 öğrenciden 39’u Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi, 64’ü ise başka üniversitelerin öğrencileri İstanbul dışındaki illerden de bursları kesilenler var. Mezunların maddi destekleri ve buldukları kaynaklar sayesinde bu burslar her ay ödendi ve ve ödenmeye devam ediyor. Bu burslar, davalar kazanılana dek öğrencilere destek olmayı sürdürüyor.
Kesintinin öğrencilere etkileri: Güvencesiz işler, akademik başarıya olumsuz etki
Bursu kesilen ve dava açarak geri kazanan Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi E.K.’ya ve davası devam İstanbul Üniversitesi öğrencisi Dilara Kaya’ya burs kesintilerinin etkilerini ve süreçle baş etmek için ne yaptıklarını sorduk.
Tüm geçim kaynağının o burs olduğunu belirten E.K., alternatif bir kaynaktan burs bulana kadar geçinmekte zorlandığını anlattı.
Dilara Kaya da ailesinden maddi destek alamadığı için bu süreçte sıkıntılar yaşadığını bir çok güvencesiz, kısa süreli işte çalıştığını ifade etti. Bu durumun akademik başarısını da olumsuz etkilediğini ekledi. Dilara Kaya, Boğaziçi Nöbeti’yle iletişime geçtikten sonra maddi açıdan rahatladığını belirtti.
İki öğrenci de burs kesintisini hak edecek bir şey yaptıklarını düşünmediğini aktardı. E.K. “Kayyum Rektör İstemiyoruz’ demenin, hakkıyla kazandığı bursun kesilmesi için bir sebep olamayacağını” söyledi.
Dilara Kaya da anayasal haklarını kullanarak yaptıkları barışçıl protestolar yüzünden “terörist” olmakla suçlandıklarını hatırlatırken, “Cezalandırılması gerekenin demokratik haklarını arayan gençlik değil onların anayasal haklarını gasp eden iktidar olduğunu” belirtti.
.
İki öğrenci bu sürecin kendilerini psikolojik olarak yıprattığından söz etti. Dilara Kaya, gözaltı süreci ve emniyet güçlerinin yıldırma politikalarının ailesiyle arasının açılmasına sebep olduğunu, okulunun ve kaldığı yurdun da onun hakkında soruşturma başlatmasıyla barınma problemi yaşadığını anlattı. Dilara Kaya hem tıbbi hem de arkadaşlarının yardımıyla sürecin manevi yükünü atlattığını belirtti.
E.K. ise maddi durumunun yetersizliği yüzünden psikolojik destek alamadığını ve süreci atlatmakta zorlandığını anlattı.
16 öğrenci kesintilere karşı davayı kazandı
Kesintilere karşı dayanışmanın yanı sıra hukuki mücadele de sürüyor. Şimdiye dek 16 öğrenci kesintilere karşı açtığı davayı kazandı, 20’sinin ise davası sürüyor.
*Bursu kesilen 103 öğrencinin dava durumları.
Kesinti davalarına bakan Avukat Abdullah Tıkıç bursların hangi şartlarda kesilebileceği sorusunu şöyle yanıtladı:
“Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Burs-Kredi Yönetmeliğinde göre burslar şu sebeplerden biri yüzünden kesilebilir: Başarısızlık, öğretim kurumundan ayrılma, izin alma veya kayıt dondurma, öğretim kurumunun kapatılması, burstan vazgeçme, kurum yurtlarından çıkarılma, kesin hükümle mahkûm olma, öğretim kurumlarınca disiplin cezası verilmesi.”
Tıkıç baktıkları davalarda bu şartlardan hiçbirinin sağlanmadığını belirtti:
“Yönetmelik maddeleri haricinde herhangi bir şekilde bir öğrencinin bursunun kesilmesine olanak yok. Öğrencilerin emniyet güçlerince gözaltına alınıp ifadelerinin alınması bursun kesilmesine sebep olamaz. Öğrenciler hakkında iddianame düzenlenip dava açılması bile yeterli değil. Öğrencinin okul dışı sebeplerle bursunun kesilebilmesi için kesin hükümle altı ay veya daha fazla süreli hapis cezası ile mahkum olması gerekir.”
Tıkıç, tüm bunlara rağmen bursların nasıl kesildiği sorusuna şu yanıtı verdi:
“Burada birkaç sorun var. Öncelikle Gençlik ve Spor Bakanlığı toplantı ve gösteri yürüyüşü ve düşünce ve kanaat hürriyeti gibi anayasal haklarını kullanırken gözaltına alınmayı ‘anarşi ve terör’ olayı olarak nitelendiriyor. Böyle bir niteleme halk iradesinin ürünü olan Anayasa ve onunla ilgili kanunları göz ardı etmektir. İkinci sorun ise Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Burs Kredi Yönetmeliği’nin eski bir maddesi gerekçe gösterilerek burslar kesilmesi. Bahsi geçen madde 14 Haziran 2008 tarihinde Resmi Gazete’de de yayınlanan bir mevzuat ile değişti. Bu durum hukuktaki ‘’lex posterior derogat priori’’ (sonraki kanun öncekini yürürlükten kaldırır) ilkesiyle uyumlu değil. Geçmişte değişmiş bir maddenin bugünkü bir ceza için sebep olarak gösterilmesi hukuki değil.”
Tıkıç, burs kesilmesi işlemine karşı öğrencilerin açtığı davaların tamamının olumlu sonuçlandığını belirtti. Davalar sonuçlandıktan sonra en geç 30 günlük yasal süre içerisinde burs ödemelerinin başlaması gerekmesine rağmen bu ödemelerde gecikmeler yaşandığını aktardı.
“Mahkeme kararlarının uygulanmamasına ilişkin tekrar dava açılma şansı bulunsa da bu durumda yeni dosyalar açılması ve dava külfetleriyle karşılaşmak durumunda kalınıyor. Bu da hem devletimiz hem de öğrenciler açısından zaman ve kaynak israfına neden olacak.”
Özerk üniversite mücadelesi sürüyor
Avukat Tıkıç “Dileğimiz ortada kesinleşmiş emsal kararları bulunan hukuka aykırı uygulamadan vazgeçilmesi ve mahkeme kararlarının gecikmeksizin uygulanması” dedi.
Davasını kazanan E.K. kesilen burslarını faiziyle birlikte geriye dönük toplu olarak almaya hazırlanıyor. Dilara Kaya’nın ise davası sürüyor. İki öğrenci de özerk üniversite için direnmeye devam edeceklerini anlattılar. Dilara’nın deyişiyle hayalleri “Atanmış kayyumların değil üniversite bileşenlerin söz sahibi olduğu üniversiteler”i kurmak.
*Haziran 2022